İp gibi yağan yağmurun altında
Kah gökyüzü gibi
ağlayarak;
Kah çocuklar gibi
gülerek;
Yürümek;
Bir kamyon...
Ve koca göbekli,koca elli bir adam.
Evinden çıkıyor yaşlı bir yürekle....
Bacağında ki bebesini susturup
Hanımını mutfakta şıkıştırdıktan sonra.
Şeker al diyor
Doğuma lanet yağdırdı
doğduğun da
neydi bu şimdi..
önce
iki karmaşık bakış
içinde evi, işi, mesaisi olan.
acıtmak
acımak bile bile acıtmak.
hissis olmak yada
Yalnızlığı iyi bilirim ben...
duvarların içinde neler gizlediğini...
nasıl yuttuğunu bilirim.
o eve girdiğin anda
o dik duruşun,
bir masaldı yaşadıklarımız ufacıkken...
ufacık sıralarda
bedenimizden büyük sevda taşırdık; her güne birlikte başladığımız,
O kusursuz varlığa.
nefes alıp, yemek yemezdi; olur muydu ki?
tanımadık sokakların
elalem binalarında geçti ömrümün bugünü.
bugün ömrüme tokattı atılan.
tüm bekaretine
saflığına sövgüydü bakışları.
bir ayakaltı yosmasıysa
saçlarına kuş konmaz kadın
zordur çilesi çekimlik örtü olur
fiskos üstüne.
çileyi sarması hoştur asıl.
bir hayata sahip olmayı diledim lamba cininden...
hayat acıdır dedi belki.
belki saçmalıktır yürürken suda.
akan damların altında kalmayı göze almaktır belki
belki de üşümektir üzerinde koca battaniyeyle.
nefesinin, sildiğin camda bıraktığı buğuyu görmektir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!