Ne kadar kaybedilmişlik varsa aşktan yana,
Hepsi bende saklı be abla.
Hani kumdan kaleler yaparsın geleceğe dair,
İskambil kağıdından evler,
Hiçbiri tutmaya yetmez sevdiğini
Kadınların sevgisi ne zaman ölür be abla
Saat iki, hava soğuk
Yine ayrılık, yine yalnızlık
Tek başınasınız, koskoca İstanbul’da
Yıldız kayar gökten,
Bir dilek tutarsın gönülden
Ta içimde bir ev,
Odaları bomboş, kapısı kırık
Kalbin ustası var mı be abla?
Ateşin var mı?
Bu ilk sönüşü değil umutlarımın.
Bu ilk aldanışım değil,
Acıyıp teselli vermeye çalışma.
Öyle uzakta da durma,
Benden zarar gelmez sana.
Sadakatsiz bulutların getirdiği,
Bin yağış biçimiyim şu an,
Köprüden boğaza yağarım ceset ceset en fazla.
Kadınların sadakati kaç lira be abla?
Benimki gitti.
Bir kürk, bir çizme, tektaş pırlantaya
Kıçımda otuz yedi numara tekmenin acısıyla
Karla karışık küfür yağdırıyorum İstanbul’a
Meteoroloji şaşkın!
Sahi abla,
Sen kaç kişiyi ezdin,
Zengin sevgilinin aldığı deri çizmenin altında.
Kayıt Tarihi : 13.6.2007 15:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Okan Tuncer](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/06/13/sadakatsiz-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!