İşin kolayına kaçmadan tefekkür et her daim akıbetini!
Dünyanın gam ve kasveti soldurmadan benzin betini!
Unutma onlarca, yüzlerce, binlerce haşerenin rızkı var!
Büyük bir iştahla yiyecekler bedenindeki nazik etini.
Sen sen ol nereden gelip nereye gideceğini asla ve asla unutma!
Güzel ile çirkini, hak ile batılı, iyi ile kötüyü bir tutma!
Sayılı ömür miadın istesen de, istemesen de vakti geldiğinde bitecek,
Acından öleceğini bilsen bile bir haram lokmayı yutma!
Çok sus az konuş, ayıbı yoktur bilmediğinde de bir bilene danış!
Bir an önce fikri güzel, gönlü güzel insanlarla hemen git tanış!
Sen at sırtında viyana kapılarına kadar giden asil ataların torunusun,
Haksızlığın karşısında vakarlı aslanlar gibi olsun kükreyiş!
Sevilmesi gereken, ilmi ile amel eden, muhterem zatları sev gerektiği gibi!
Bağrı yanmışların susuzluğunu gideren pınarların, görünsün dibi!
Sıkıntı ve kederlerin olduğunda, sabret sabrede bildiğin kadar!
Zira en kısa zamanda birbirinden hayırlı kapılar açar sana yerin göğün sahibi.
İhtiyacı olan dostlarının yardımına aşk ve şevkle koş canı gönülden!
Kokusunu Peygamberimizin teninden alan Muhammedi gül kokuları gelsin bedeninden!
Şeytan-ı Lain umutlarını kessin sana karşı mağlup olsun!
Seni temaşa eden, Allah’ın velileri övgüyle bahs etsinler bu kutlu zaferinden!
02/Kasım/2021
İbrahim Halil Demir
Kayıt Tarihi : 2.11.2021 15:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!