Sabit İnce: Hakkında ziyaretçi görüşleri..

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 19.10.2004 - 20:45

    Hasan dağında duman tüter gülüm
    Kayalar dorukta islenir bülbülüm
    Ağaçlar aşa da görünmez mi gözüm
    Pire_Nuri_ kartallar engin uçmaz

    Dağ soğanları olur yamaçların da
    Tarlalarda kırlarda laleler olur da
    Yusuf Ter toplar kırpmadan onu da
    Pire_Nuri_ bilir yollu da bulmaz

    Harun Yiğit ağabeyimize gül verdiniz
    Sabit İnce hocamıza misafir mi gittiniz
    Yusuf Ter dost var buyur mu ettiniz
    Pire_Nuri_ maniler yaprak sarmamız

    Mustafa Ceylan yüzünü bile görmedim
    Aynur İlkay iplik bitmiş kazak örmedin
    Hafize Kılıç uzun kolu gömlek dikmedin
    Pire_Nuri_ küçükmüş kimse görmez

    Yusuf Ter 18.10.04
    Saat 02:21 İsviçre

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 16.10.2004 - 02:04

    Biri köyüme yakın dost ince
    Gurbet elde Harun gidince
    Er meydanına yiğit ince çıkınca
    Pire_Nuri gözleri kör bakınca

    Atışmalar silahız dövüşe benzer
    Kimi hakim kimi derviş ile gezer
    Bezirgan bezdirir körü it gezdirir
    Sabit ince ile Harun yiğit sezer Y..Ter

    sevgilerimle yusuf ter isviçre

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 16.10.2004 - 01:12

    İki ayak vadim seç birini

    Geç kaldım kızdın mı karsına geldim
    Karsında el pençe divana durdum
    İste muhabbetten sofrayı kurdum
    Üstadım iltifat gaz gelir bana Harun Yiğit

    Geç kaldım bilirim beklettim seni
    Affına sığındım af eyle beni
    İnce yüreğinden öperim hani
    Geldim sözü söze katalım dostum... H.Yiğit

    Üstadımın yollarını gözledim,
    İnan ki dost dizelerin özledim,
    Sızılarım hep içimde gizledim,
    Bildim sözü söze katalım dostum Sabit İnce

    Özleyen özüne kurban olayım
    Gönlümü gönlüne burdan salayım
    Söyle derdin nedir bileyim
    Doldum sözü söze katalım dostum-H,Yiğit

    Bu aciz kurbandır kurban olana,
    Gerçektir dediğim, varmam yalana,
    Almanya'dan seni bize salana,
    Kuldum, sözü söze katalım dostum. Sabit İnce

    Elimizde olan dökülsün yani
    Bizimki muhabbet gerisi fani
    Bu gece burada dostum ben seni
    Buldum sözü söze katilim dostum...H.Yiğit

    Dökülsün dilinden inci mercanlar,
    Duysun da dinlesin seni tüm canlar,
    Sohbeti özleyip cama bakanlar,
    Yeldim, sözü söze katalım dostum. Sabit İnce

    Selam olsun gelin Aynur hanıma
    Sabit İnce dostum geldi yanıma
    Dertler yığınını alıp önüme
    Saldım sözü söze katalım dostlar Harun Yiğit

    Nurten Altınok da hayıflanıyor,
    Guruptaki dostlar keyifleniyor,
    Biliniz bu Harun beni deniyor,
    soldum, sözü söze katalım dostlar. Sabit İnce

    Seni denemek ne haddime düşmüş
    Sabit İnce dostum yüreğin taşmış
    Yiğit im dost için dağları aşmış
    Oldum sözü söze katalım dostum.. Harun Yiğit

    Denesen de hakkın senin, ustasın,
    Tırpan vurup topladığım destesin,
    Belki de yorgunsun, belki hastasın,
    Yeldim, sözü söze katalım dostum… Sabit İnce

    Dağlardan topladık pelitle alıç
    Avluda yemlenir tavukla piliç
    Köroğlu duymasın zalime kılıç
    Çaldım sözü söze katalım dostum Harun Yiğit

    Sözleri okuyup anlayanlara,
    Can kulağı ile dinleyenlere,
    Ozan diye bizi ünleyenlere,
    Çaldım, sözü söze katalım dostlar. Sabit İnce

    Kederoğlu çay demleyip beklemiş,
    Gündüzünü gecesine eklemiş,
    Ben de varım diye bizi yoklamış,
    Buldum, sözü söze katalım dostum. Sabit İnce

    Abiler abla kardeş elimde tepsi bekledim
    Cay soğuyacak diye de sıcak suyu ekledim
    Ablama selam gözüm yok bende bekledim
    Bir şiltede bana var mi yoksa ayakta dinlerim. Nurten Kederoglu

    Çekilip kenara bakmak olur mu,
    Aydınlıkta lamba yakmak olur mu,
    Kenara çekilip, çıkmak olur mu,
    güldüm, sözü söze katalım dostum. Sabit İnce

    bizlerde bir kenarda oturalım
    sizler yazışın bizler duralım
    dersimizi almaya kafa yoralım
    belki birazda sizden akil soralım… Aynur İlkay

    Dağlardan topladık pelitle alıç
    Avluda yemlenir tavukla piliç
    Köroğlu duymasın zalime kılıç
    Çaldım sözü söze katalım dostum Harun Yiğit

    Asıl içindeki gurbeti görsen,
    Hasret biter eğer çıkıp gelirsen,
    Memleketin havasını alırsan,
    Noldum, sözü söze katalım dostum.. Sabit İnce

    Sohbet için varız iste bu yerde
    Bazen kalkarım hatta seherde
    Gözüme uyku girmez bu elde
    Yüreğimi şiir besler yad eder.. Aynur İlkay

    Şiir ile doyuyorsan ne mutlu,
    Seherlerde kalkıyorsan umutlu,
    Sohbetimiz oldu ise komutlu,
    sildim, sözü söze katalım dostum. Sabit İnce

    AYAK DEGISTI

    Bir Resim Köroğlu gibi ustada
    Payı olsun yediğimiz pastada
    Tırpan vurup topladığın destede
    Sayende kendimi görür gibiyim Harun Yiğit

    Köroğlu sofradan korkmuş bir kere,
    O'nu da çağır ha öbür sefere,
    Etme ustam benim gibi nefere,
    Canımı, canana verir gibiyim. Sabit İnce

    Yeniden merhaba izleyen canlar
    Dost için yolları dizleyen canlar
    Arada bir bizi özleyen canlar
    İncenin önünde erir gibiyim… Harun Yiğit

    Merhaba diyorsun merhaba cana,
    Eririm, eririm hep yana yana,
    Duysun, ilan ettim bütün cihana,
    Harun'un ardında yürür gibiyim.. Sabit İnce

    Ey Hafize Kılıç ben de yabanda
    Yürümekten yırtık pabuç tabanda
    Bize yer var mi senin obanda
    Özledim dağını taşını yurdumun...Harun Yiğit

    Kusura bakmayın sevgili dostlar
    Bir ince işim vardı ne deyim bilmem.
    Baktım ne de güzel konuşmuşsunuz
    Tadı yürek sardı, ne deyim bilmem...Mustafa Ceylan

    Bırak ince işi, katıl bizlere,
    Aldırma Mustafa’m sen kem sözlere,
    Uyku yağar oldu benim gözlere,
    Canlı cenazemi sürür gibiyim..Sabit İnce

    Mustafa hocam gelmiş sefalar ile
    Ustayı görünce dönmeyen dile
    Harun Yiğit çıktı bir kez bu yola
    Karsısında divan durur gibiyim… Harun Yiğit.

    Yorulmuş da dostum İnce ye kıymam
    Hocam gelmiş iken sohbete doymam
    Çekip giderseniz ben bunu saymam
    Şerrimi sizlere verir gibiyim… Harun Yiğit

    Kıymazsın bilirim Harun'um bana,
    Ne kadar okusam doyamam sana,
    Ustam olduğunu bütün cihana,
    Şerrini üstümden kürür gibiyim. Sabit İnce

    Şu Ceylan dağları gezmiş de gelmiş,
    Diyor ki, 'Bu sohbet çok güzel olmuş',
    Mevsim hazan İnce güllerim solmuş,
    Nöbeti Ceylan'a verir gibiyim... Sabit İnce

    İnce' nin inceden uykusu gelmiş
    Köroğlu nerede, narası yel'miş
    Dostlar demek bu kadarda güzelmiş
    Sanki mum misali erir gibiyim… Mustafa Ceylan

    …………..
    Evladı salınca gurbete ana
    Ağlayıp sığınır yaradana
    Gözünde akan kanlı yaşına
    Dayanır mi hiç yürekler dostum.. Aynur Ilkay

    Yürektir dağları alır içine
    Dayanmaz nedense evlât göçüne
    Duanı yolla ey bacım gene
    Dayanmaz yürekler hasrete bacım… Mustafa Ceylan

    Benim anam beni yolladı ağlar
    Adim aklına geldikçe cağlar
    Gün geçtikçe yürek nasırı bağlar
    Dayanır elbette yürekler dostum....Harun Yiğit
    …………………………….

    Aldım nöbetini baş üste başkan
    Harun dediğin bulunmaz bir can
    Sen uyu, rahat et, burada ceylan
    Sustum ya vallahi çürür gibiyim… Mustafa Ceylan

    İki Nurten, bir Aynur, bir de Harun var
    Belli ki İnce' de ince sorun var
    Gecenin sonunda elbet yarın varır
    Gölgemi peşimden sürür gibiyim... M Ceylan

    Üçü bacım benim, biri kardeşim
    Kusura bakmayın geç çıktı sesim
    Dostluk yolunda çıksın nefesim
    Seslerden atiyi görür gibiyim...Mustafa Ceylan

    Sana takılmaz ki bendeki goncam
    Uykusuzluk zordur bilirim İnce’m
    Dostumsun elbette göğsümde goncam
    Ayağına hali serer gibiyim …Harun Yiğit

    Bilirim erlerden Eroğlu, Er'sin,
    Hece de ustasın, sözde de pirsin,
    Ulu tanrı sana muradın versin,
    Sonbahar yaprağı kurur gibiyim. S İnce

    Post sermekle ayak gitti Fizana,
    İnanmadım bu cümleyi yazana,
    Oldu mu bu senin gibi Ozan'a,
    Çırağım, Ustayı korur gibiyim.

    Nerede Güllüğün Gurbet Meleği
    Bu bapta onun da vardır dileği
    Çağır be Harun' um ağayı beyi
    Ben de buralardan varır gibiyim Mustafa Ceylan


    Kaçmak için bahaneyi arama
    Övücü sözleri çalma yarama
    Artık evdeyim bilirsin amma
    Seni bir yerlerden tanır gibiyim …Mustafa Ceylan

    Ceylan hocam şimdi nöbeti aldı
    Aforoz edipte Sabit i saldı
    Taşının parçası kafamı deldi
    Acıdı, yerimde döner gibiyim....Harun Yiğit

    Ne kaçarım, ne bahane ararım,
    Gelir isem kel saçını tararım,
    Geç kalırsam ben de saat kurarım,
    Ceylan'ı bir avcı sanır gibiyim..Sabit İnce

    Kızmayın üstatlar ikiniz de kel
    Sac tarayacaksan Yiğit e gel
    Bende vardır artık taraklı bir el
    Karsınızda ayna durur gibiyim..H Y

    Sağ olasın Harun, ey kadim dostum,
    Sandalye üstüne serdim ben postum,
    Uyku denen işi İnce'den kestim,
    Dostlarla uykuya ganır(kanmak) gibiyim..Sabit İnce

    Ey Harun kardeşim güzel aynasın
    İnce uyuyorken, Ceylan oynasın
    Dostluk çaydanlığı böyle kaynasın
    Düşmana vallahi bir ur gibiyim Mustafa Ceylan

    Şiirce memleket hasreti saldı
    Aynur yemeksiz karni aç kaldı
    Açlık simdi geldi beni de buldu
    Şiirlerle simdi erer gibiyim........ Harun Yiğit

    Şimşir tarağımı aldım elime,
    Zülfikarı gene taktım belime,
    Düşmeyin ha sakın İnce dilime,
    Muhammed yanında onur gibiyim...Sabit İnce

    Uyma şu Harun' a hadi git uyu
    Uyku ki, ey canım son dipsiz kuyu
    Sevgiye çiçektir Yiğit'in huyu
    Çiçekle üstünü bürür gibiyim... (Bürür=kapatır) Mustafa Ceylan

    Nedir istedigin kellerden be Harun
    Belki dokulur seninde sacin yarin
    Simdi saclarini oksuyorsa yarin
    Atide bir keli kabul etmesi gerekir… Aynur İlkay

    Burada sofra kurarım size,
    Baklava börek açarım size,
    Yanına çayımda demlenmiş yeni,
    Buyurun gardaşlar yiyelim hele..Hafize Kilic

    Sizler cay içerken kahve neyime
    Sizle yarış yaptım bakmam boyuma
    İkinizi sakın sunman oyuma
    Yanınızda ayağım sürür gibiyim.....Harun Yiğit

    Harun'a şu haber iyi fırsatmış:
    Köroğlu İnce' ye soğanı satmış
    Tutmuş pastırmaya doğrayıp katmış
    Manâsın çözülmez bir sır gibiyim… Mustafa Ceylan

    Çıktık bu meydana uyku mu kaldı,
    Mecnun gibi bizi çöllere saldı,
    Şafak sökmek üzre, zaman azaldı,
    Guruba yaklaştım ferir gibiyim...Sabit İnce

    Güzeldi ey dostum atışman güzel
    Bu güzellik te Güllüğe özel
    Ne olur Ramazanda iftara da gel
    Duanda, sözünde bir nur gibiyim...Mustafa Ceylan

    Rasim hocam benim iki gözümdür
    Köroğlu yokken meydan bizimdir
    Bilinmez sevdaya düsen özümdür
    İçten içe yanan bir kor gibiyim.. Harun Yiğit

    Ne uyku kodunuz ne dünek bende,
    Bu can duruyor mu acep bedende,
    İnce Ozanlara olmuşsa bende (tabi olmak)
    Canımı canlara verir gibiyim...

    Ceylan hocam sanma İnce uyuyor
    Yazdıkça yüreği coşup doyuyor
    Yiğit in döşüne kel basın koyuyor
    Sürdükçe elimi demir gibiyim Harun Yiğit

    Sabit' ten istedim pahalı dedi
    Harun'a söyledim derdi yükledi
    Saatler, zamanlar hep sürükledi
    Ben de inanın uyur gibiyim… Mustafa Ceylan

    Memlekette her şey ne de güzeldir
    Deresinde akan suyu özeldir
    Baharda dökülen yaprağı gazeldir
    Alman in gözünde hep hor gibiyim.... Harun Yiğit

    Er oğlu er dedik güvendik cana,
    Yiyemiyom vallah, gönderem sana,
    Rezil edeceksen beni cihana,
    Devralıp nöbeti, koyur(bırakmak) gibiyim..

    Sabit' ten istedim pahalı dedi
    Harun'a söyledim derdi yükledi
    Saatler, zamanlar hep sürükledi
    Ben de inanın uyur gibiyim Mustafa Ceylan

    Harun'um resmine dağlar çizdin mi
    Yanına imzanı atıp yazdın mı
    Ceylan' ca uykuya kurşun dizdin mi
    Hayırlı geceler çamur gibiyim Mustafa Ceylan

    Gözler yorulmuştur ekran süzmeden
    Bilirsiniz kaçmam dörtlük yazmadan
    Yeter mi bilmem ayak bozmadan
    Dostların önünde kurur gibiyim.......... Harun Yiğit

    Sana Antalya' dan güneş gönderdim
    Tuttum Akdeniz' den ateş gönderdim
    Uyuyan Köroğlun kardeş gönderdim
    Niğde, Ulukışla şu Bor gibiyim Mustafa Ceylan

    Durur, vurur bitti, hor, zor başladı,
    Acep deli gönül neler düşledi,
    Dayanamam yüreğime işledi,
    Ozanlar içinde bir tor gibiyim.. Sabit İnce

    Anladım artık noktayı koyak
    Yarına bulalım yeni bir ayak
    Rasim Köroğlu’ndan yemeden dayak
    Uyku gelmiş ben de uyur gibiyim........... Harun Yiğit

    Dedim size dostlar karıştı ayak
    Buldum çıkamadım sizlerde koyak
    Su yüce dağlarda yaparsan kayak
    Sizin için yağan ak kar gibiyim..... Harun Yiğit

    Kaç yıl var ki kar görmedim bu el'de
    Yağmur iner iplik iplik her yelde
    Hasret denen çile varken güzelde
    Gözlerinden akan efkâr gibiyim Mustafa Ceylan

    Yeter dostlar yeter, bugünlük yeter,
    Sarhoşlar gibiyim, kokladım eter,
    Bizler atışırken el alem yatar,
    Kırk elle yoğrulmuş hamur gibiyim. Sabit İnce

    Başı dumanlı su dağları çizdim
    Sade bugün elli beyiti yazdım
    Dostların gönlünde dolaşıp gezdim
    Ben de yatacağım hamur gibiyim..... Harun Yiğit

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 28.09.2004 - 20:20

    SABIT İNCE/NAZENDE İNCE'NİN ORTAK ŞİİR KİTABI SIRLI SÖZ -SUSKUN SATIRLAR HAKKINDA AZERBAYCANLI DOÇ. DR. TAMİLA ABBASHANLI ALİYEVA'NIN AZERBAYCAN DA YAYINLANAN 525.GAZET DE YAZDIĞI YAZI

    Sirli sözdə n susan sə tirlə r...
    İspartadakı şairlə r şölə nində Ə skişə hə r şairi R.Koroğlu mə ni Kayseridə n gə lə n şair Sabit İncə ylə tanış etdi. Haqqında ürə k açan sözlə r dedi. Sabit bə y Azə rbaycandan yeni gə ldiyini, orada xeyli dostları olduğunu söylə di. Sonra mə nə şer kitabını hə diyyə etdi. Kitabdan mə lum oldu ki, onun qızı Nazə ndə xanım da şairdi. Nazə ndə Ə rciyə z universitetinin Yozqatda yerlə şə n mühə ndis - memarlıq fakültə sinin geologiya bölümündə oxuyur. Baxdım ki, mövzular geniş deyil, və tə n, insan mə nə viyyə ti, sevgi və s. bə zə n hə yatda gördüyü eybə cə rliklə ri yumorlu dililə ifadə etmə yə çalışıb. Öncə və tə n... Sabit bə y ə linə də mirdə n ə sa götürür, və tə ni qarış-qarış gə zir. Gördüklə rini misralara çevirir. 'Bizim ellə r' şeri belə yaranır. Deyir ki, ellə rimiz çox gözə ldir. Şairin fikrincə , ellə rin daşı, torpağı, çayı, çeşmə si var. Amma bu ellə r gözə l insanları olmadan heç nə dir.
    Anadolu şairin özüdür, varlığıdır. Anadolu varsa, o da var, Anadolu yoxsa, o da yoxdur. Lazım gə lə rsə , şair Anadolunun yaşaması üçün canından belə keçə r. Şair yalnız və tə n üçün deyil, al bayraq üçün də canından keçir.
    Və tə nin uca, yenilmə z dağları şair qə lbini coşdurur, üzünü dağlara tutub gah onlardan ə cdadlarımızın yerini soruşur, gah dağlardan keçib getmə k üçün yol istə yir, gah da dağların qönçə güllə rinin solmamasını arzu edir. Şairin yalnız bir fikri var: ölkə si rahatlıq içində yaşasın, insanlar savadlı olsun, ölkə sində elm, sə nə t yüksə k qiymə tlə ndirilsin. Və tə nə az fayda verib ondan çox qoparanlar şairi narahat edir.
    Şairin fikrincə , ə sl insan olmaq üçün birinci növbə də insanları sevmə yi bacarmaq lazımdır. Bunu bacarmasan demə k sə n insan deyilsə n.
    Sabit bə y insanları ağıllı, cə sarə tli, mə nə n tə miz, saf görmə k istə yir. Cə halə t onun düşmə nidir, şairə görə ə n böyük zə nginlik ağıldır.
    Birdə n-birə şerlə rin içində n şairin sevgi dolu pıçıltılarını eşidirsə n. Şair utana-utana sevgilisi ilə danışır. Bu sevgi Anadolunun dağları qə də r uca, çeşmə lə ri qə də r saf, çiçə klə ri qə də r tazə tə r, solmazdır.
    Bə zə n şairin sevgilisi onun eşq üçün alışıb yanan qə lbini parçalayır, onun eşqinə biganə qalır, bu da şairin ürə yini qan edir. Şair ümidini itirmir, sevgilisinin qapısına gə lir.
    Müə llimlə rində n danışan Sabit bə y Asim hocanı böyük hörmə tlə yad edir, onun haqqında xoş sözlə r söylə yir.
    Sabit bə yin çox incə yumoru var. 'Bu nasıl Maraş' şerində dostlarından incik şairi görürük. Belə anlaşılır ki, Maraşa şer şölə ninlə gedə n şairlə r laqeydliklə qarşılanıb, heç kə s onların qayğısına qalmayıb. Halbuki Türkiyə də bu cür tə dbirlə r çox düzə nli olur, hə r bir iştirakçının qayğısına qalırlar.
    Şair və tə nini, xalqını də licə sinə sevir, istə yir ki, türk oğlu bu adı daşıdığı xalqa layiq olsun, harada, necə hə rə kə t etmə yi bilsin. Amma bə zə n şairin sevgisi qarşılıqlı olmur. Bə zə n sevgilisinin üzü qara buludlar tutmuş göyə bə nzə yir, şair günə ş olub bu buludları qovmaq üçün çox çalışır. Bunları bacarmayanda mə yuslaşır, də rdini misralarla paylaşır.
    Şair kölgə kimi sevgilisinin ardınca gə zir, onun yolunda ölümə hazır olur, amma sevgilisi onun bu ə zablarına laqeyd qalır. 'Lə nə t olsun' şeri də başdan başa şairin uğursuz sevgisində n bə hs edir. Şair Mə cnun kimi, Fə rhad kimi onun yolunda bütün ə zablara, hə tta ölümə belə hazır olduğunu söylə yir, amma hə r zaman 'yox' eşidir. Artıq şairin heç nə yə gümanı yoxdur, sevdiyi üçün özünü, eşqini lə nə tlə yir.
    'Sahil' adlı şerində Sabit bə y yazır ki, dünyanın bu vaxtında insanlar yenə də ə fsuna, fala inanırlar. Artıq bunların vaxtı keçib, elm oxumaq, uşaqları savadlı böyütmə k lazımdır. Amma bə zi adamlar nə inki özlə ri falçıların yanına gə lir, hə tta uşaqlarına dua yazdırır, fal açdırırlar.
    'Sirli söz' bizi sirli ağuşuna alıb buraxmayacaq. Kə pə nə k çiçə kdə n doymadığı kimi biz də 'sirli söz'də n doymayacağıq. Kə pə nə k çiçə klə ri qoxlayacaq, biz də özə l fikirlə ri toplayıb mə nə n zə nginlə şdirə cə yik, amma növbə də 'Susqun sə tirlə r'dir. Özü də zə rif cinsin yazdığı susqun sə tirlə r. Zə rif cinsin qə lbinə toxunmaq olurmu? !
    Dünya bə rqə rar olandan bə ri bütün dini və bə dii kitablarda insanlara xə bə rdarlıq edirlə r: zə rif cinsin qə lbinə toxunmayın. Biz də bunlara ə mə l edə rə k, Nazə ndə xanımı incitmə yə k, şerlə rini gözə l-gözə l incə lə yə k, ona yaradıcılıq uğurları dilə yə k.
    Nazə ndə xanım öncə deyim ki, sə nin 'Susqun sə tirlə r'ini anladıq, amma bu sə tirlə rin hamısı heç də susqun deyil, danışan sə tirlə rdir. Və tə ndə n, müə llimlə rdə n, ata-anadan danışan sə tirlə r heç susqun olarmı? Ə slində , bu sə tirlə r dağ kimi bizi ağuşuna aldı, apardı. Düşdük şerlə rin sehrinə . Kitabını oxuyub qurtarsaq da, fikirlə rinin tə sirində n qurtula bilmə dik. Bu gözə l fikirlə rin müə llifi, bu incə (boş yerə soyadı İncə deyil ki) qızı Azə rbaycan oxucusuna tanıtmağı özümə borc bilirə m. 1980-ci ildə Kayseridə doğulub... Ə rciyə z universitetinin mə zunudur.
    Və tə n sevgisi Nazə ndə şerlə rinin canı, qanıdır. Bu ağıllı qız gözə l anlayır ki, və tə n yoxdusa, Nazə ndə də yoxdur. Nazə ndə və tə nlə yaşayır, və tə nlə xoşbə xtdir. Kitabında ilk şer 'Sarı gə lin' adlanır. Şeri oxuyan hə r insan Türkiyə nin quruluş savaşından nə lə r çə kdiyini görür. Ölkə bir-birinə qarışıb, xarici düşmə nlə r hə r yanı sarıblar. Türkiyə ni parçalayıb 'yemə k' üçün hazır dayanıblar, amma ulu öndə r ayaqdadır, and içib ki, Türkiyə türklə rin olacaq, kimsə yə bir qarış torpaq verilmə yə cə k.
    Kayseri... Türkiyə nin füsunkar parçası. Gözə lliklə r diyarı. Nazə ndə bu torpaqda dünyaya gə lib, bu torpaq da onu havasıyla, suyuyla bə slə yib, böyüdüb. Nazə ndə bu günü üçün öncə Kayseriyə , sonra ata-anasına, müə llimlə rinə borcludur.
    Onun ata-anasına, uşaqlara, müə llimlə rinə hə sr etdiyi şerlə r insanı mə nə n tə mizlə yir, hə yata olan mə hə bbə tini artırır, nə üçün yaşadığını, nə yə çatmağa can atdığını bir daha ona xatırladır. Dünya yaranandan bə ri şairlə r anaları mə dh edə n şerlə r yazıblar. İnsanlar bir-birinə bə nzə mə diklə ri kimi Nazə ndə nin ana şeri də başqa şerlə rə bə nzə mir.
    Ata-anasından danışdığı halda birdə n 'kimsə siz çocuqlar'dan söhbə t açır. Onların kimsə lə ri yoxdur. Sanki onların yanında ata-anasından danışdığı üçün üzülür, onların bu halına göz yaşı axıdır.
    'Susqun şerlə r'i yazanın içi ə bə di eşqlə doludur, sevir, amma qüruru bunu bə lli etmə yə imkan vermir...
    Bə li, ə gə r sevgi varsa sə tirlə r susmayacaq. Sə tirlə r ə bə di eşqdə n danışacaq. Bir də bilirik ki, Nazə ndə ni heç bir qüvvə sevgilə n ayıra bilmə z. Çünki anan sə ni sevgidə n yoğurub. Bu sevgi ölkə nə , xalqına, hə r kə sə ünvanlanıb... Bir də ona... Çə rşə nbə günü sə nə ... 'Mə ni unutma' deyə n insana sevdan susmasın. Bu də fə sizi heç nə ayırmasın, nə rüzgar, nə yağmur, nə də ... nə də susqun sə tirlə r...
    Tamilla ABBASXANLI

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 20.09.2004 - 01:09

    Güllük ve Çınarları

    ''GÜLLÜK'' diye bir bağ çitsiz duvarsız
    Kimisi ne çare görmedi gitti
    Kimi benim gibi daldı izinsiz
    Kimisi sırrına ermedi gitti

    GÜRKANİ diyorlar ulu bir ağaç
    Yaprağı şifalı meyvası ilaç
    Herkese cömertde bir bana kıraç
    Bir türlü halımı sormadı gitti

    RASİM Hocam kökü Eskişehir'de
    Dalları Antalya ''GÜLLÜK''lerinde
    Sözüme katlandı her seferinde
    Cahildir diyerek vurmadı gitti

    CEYLAN'mış,dediler; ağacın hası
    Bağın kurucusu bağın ağası
    Her derde devaymış onun meyvası
    Bir benim yaramı sarmadı gitti

    İNCE bir ağaç var uzunca dalı
    Mevlaya aşıkmış kul-a sevdalı
    Dediler meşhurdur pekmezi balı
    Nedense bir parmak sürmedi gitti

    ÖZMENEM'in henüz meyvesi koruk
    Tadı biraz tuhaf acımsı buruk
    Herşeyi bilir de kara korkuluk
    Şiire tadını vermedi gitti
    ÖZMENEM

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 20.09.2004 - 00:48

    Ustalar Kayıp

    Zaman mı değişti devran mı döndü
    Çıraklar meydan da ustalar kayıp
    Bir küçük iğneye balonlar söndü
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    Nice usta vardı ''GÜLLÜK'' bağında
    Kimi dublör tutmuş kimi oyunda
    Dünden fark yok gayrı bugünde
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    Tatlı dili vardı KÖROĞLU nerde
    Sözleri şifaydı onulmaz derde
    Belki uzaklarda seyr-ü seferde
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    GÜRKANİ korkudan çeker kasveti
    Çetin ceviz çıktı çünki kısmeti
    Narayla gezerdi çekip kıspeti
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    CEYLAN mazeretli Konya ilinde
    Bolat Ünsal ise onun yanında
    Sesi aranıyor ''GÜLLÜK'' bağında
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    Kopmuş fırtınadan İNCE'nin dalı
    Hiç sesi çıkmıyor bilinmez halı
    Belki yasaklıdır belki cezalı
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    ÖZMENEM yaralı dinmez acısı
    Yalan yanlış yazar yoktur hocası
    Şiirle doludur gündüz gecesi
    Çıraklar meydanda ustalar kayıp

    Tüm ''GÜLLÜK'' ustalarının ellerinden öpüyor saygılar sunuyorum.
    İlyas Özmen

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 08.08.2004 - 17:42

    Ben Aşık Oldum da Ne oldu?


    -Sabit İnce ve Mustafa Ceylan üstadlara...

    Şiirler yazdım şarkı söyledim
    Tüm güzellere selam eyledim
    Bıyıkları kestim imaj yeğ'ledim
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Ne saçını, ne sakalın kınarım
    Geçip giden koca ömre yanarım
    Nerde güzel görsem ona kanarım
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Uçan kuşu, dağı, taşı sevdim de sevdim
    Ceylan göz üstünde o kaşı sevdim
    Hak nimeti ekmekle aşı da sevdim
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    İnce Ozan ile Ceylan hocaya
    Bir ay ışığı verdim; sonsuz geceye
    Kara sevdamı da yazıp heceye
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Şiirler yazın, türkü söyleyin
    Karacoğlan olun, dağda yaylayın
    Ucuydum inanın inleyen neyin
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Biriniz Gayseri, biriniz Başkent
    Her ikiniz de baştan sona dert
    Sorum şudur dosta üç olur mu dört?
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Oynayın torunla, çıkman çarşıya
    Kırmızıda durun geçmen karşıya
    Benden öğüt alın, varın kıyıya
    Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

    Ahmet Ünal

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 26.05.2004 - 00:43

    ŞAFAK SÖKER
    -Sabit İnce’ye-

    Anadolu’m duman tüter dağında
    Kızıl ırmak akar gider serinden
    Erciyes’e yağan karın suları
    İnce, ince akar gider yerinden

    Çocuğa öğretir ata eğriyi
    Şu dünyada bilir isen doğruyu
    Zengin fakir yaşar gider ağrıyı
    İnce, ince akar gider derinden

    İnsanımı bürümüştür karalar
    Çocukları yüreğimi paralar
    Anadolu’m göz göz olmuş yaralar
    İnce ince akar gider irinden

    Yusuf’un hasretlik içini yakar
    Yiğitlerin gönlü güzele bakar
    Anadolu’m nice canlar yatar
    İnce,ince akar gider erinden

    Yusuf Ter 25.05.04
    Saat 23:11 İsviçre

  • Mustafa Ceylan
    Mustafa Ceylan 24.05.2004 - 01:43

    Sabit İnce için, kim ne derse desin. Bu güne kadar hiç bir kitabını okumadım. Şiirlerini dergilerde ay beay okuyordum... Ancak, onun antoloji net isimli sitedeki şiirlerini baştan sona okudum. İşte o' nun hakkında birşey söyleyecek varsa 'o da benim' diyorum! Kendimi yetkili addediyorum ve buraya görüşlerimi yazıyorum.
    Şiirle yaşayıp, şiirle nefes alan bir şair İnce.Siz İnce dediğime bakmayın, soyadı 'İnce' olduğu için ben öyle diyorum. Onun inceliği mısra kuyumculuğundandır. Ben dostlar, tam 38 yıldır şiir isimli sevgilinin saçlarıının rüzgârında savruldum, kıta kıta ateşlerinde kavruldum. Kendisini Dünya' nın mihveri sanan nice şair ve ozanla düştüm kalktım. En siyasal söylemlerle meşhur olanlar veya en uhrevi girdaplarda yok olanlarla haşır neşir oldum. Bunlardan kimileri beynimdeki 'şair dostlar' defterinde yer aldı, kimileri de silinip gittiler. Bel ki biz de bazı dostların gönül defterlerinden silinmiş olabiliriz. Bel ki izimiz bile kalmamıştır. Her neyse... Demem o dur ki; bu 38 yıl boyunca tanıdığım şair-ozanlar arasında bu 'Gayserili' mi desem, 'Nevşehirl'i mi desem; bu İNCE var ya, beni duman eden birkaç kişiden birisidir.. Neden mi? Nedeni şu: Anında en güzel ve en ölçülü ve muhteşem bir şekilde cevabı net' te karşıma yapıştırması. Hadi, o' nun net olayındaki becerilerini, mesela resim, müzik veya grup gibi süper aktivitelerini bir kenara bırakalım. Ama, o' nun çevremde bulunan birçok ozanları bile 'sollayıp' ekrandan bana cevap yetiştirmesi yok mu, o işte mahveden beni... Zira içi boş teneke gibi ötmüyor İnce ozan. İçi dolu... Zaten bana yetişen ozan-şair 'bulamadım' diye ortalıkta 'efelenip' duruyordum senelerdir. Bu İNCE, karşıma çıktı ve beni köşeye sıkıştırdı vesselam...
    Onun şiirleri hakkında tamamlamak üzere olduğum bir 'TAHLİL' çalışmamı lütfen bekleyin olur mu?

  • Sabit İnce
    Sabit İnce 23.05.2004 - 17:25

    Müthişsin Başkan

    Sanki bilgisayar profesörü
    Vallahi, billahi müthişsin Başkan.
    Dostluksun, sevgisin, hem de hoşgörü
    Kudret ocağında pişmişsin Başkan.

    Görüntü tamam da ses nasıl oldu?
    Bestende, sazında gönlüme doldu;
    Toros Dağlarını ortadan deldi
    Koçaksın, yiğitçe bir sessin Başkan.

    'Al bu da süprizim' dedin, şaşırdım
    Hikmet bakracını gene taşırdım
    Hayret ocağında saygı pişirdim
    Cümle gönüldesin, herkessin Başkan.

    Nasıl methedeyim kelimem yetmez
    Karşılık veremem, gücüm de yetmez
    Yürek tahtındasın, işit, hisset, sez
    Fırtına, tayfunsun, güneşsin Başkan.

    MUSTAFA CEYLAN -ANTALYA 23.5.2004