bir kadın tanıdım,
perçemi boynundan sarkık sarı saçları
gözlerinde parlayan ışığı vardı hayatın
ipeksi sesi vardı, gönülleri sarardı
adı ilk ışıklarında saklıydı sabahın
elleriniz güvercin sizin
elleriniz kar tanesi
ellerinizde başlar
yağmurun tutsaklığı buluta
ellerinizde okşanır
yüreği ilk sevginin
sel oldu duyguların
yine hüznünle seviştin
yalnızlığı okşadın
acılarınla sarmaş dolaş
yine hasreti kokladın
buz kesildi yüzün
hoyratça sevdim seni
hoyratça sevdim seni
hiç düşünmeden sonunu
canhıraş çığlıkları sardı bedenimi yüreğimin
zül saymadım ağlamayı uğruna
senin kalbin bir tomurcuk
henüz açılmamış
herkes çirkin sana
herkes kötü
herkes kurt senin için
sense kuzu
bir kelebeğin kanadına çizilmiş
gönül nuruyla işlenmiş sevisi
her yanını sarmış
solmayan bahar renkleri
sen renklerin ahengi
kelebeğe renk veren
ben sana yine şiirler yazarım
aldırmam diyemem sevmezliğine
canım çeker seni, özlerim
söz dinletemem yüreğime
yetinmeye çalışırım ama yetmez
düşünürüm seni, hayalinle süslenirim
ben senden gittim artık
benden gittiğim gibi
bu gece
küfürler ettim kendime
utandım
bukadar sızlamamıştı kalbim
bulutları çöktü yüreğime göz yaşlarımın
toprağın kokusu karıştı yağmura
doyasıya kokladım
doyasıya yürüdüm toprağa çalan yollarında
sessizdi fırtınaları
gözlerim gibi
bir şiirde rastladım size
masum ve şirin
sevginin haykırışını gördüm
coşkunun heyecanını
mısralara çarpan sevgi yüklü kelimeler
yürek ötesine yapılan bir yolculuğun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!