1966 yılında Erzurum'da doğdu. Kandilli Lisesi'ni bitirdi. Bir süre Ankara Hukuk Fakültesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi TV-Sinema bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik ve sendikacılık yaptı
Töre, İkindiyazıları, Albatros,Kayıtlar,Mavera,Dergah,Hece ve Kaşgar Edebiyat gibi dergilerde şiir ve deneme yazıları yazdı. Sezai Karakoç'un öncülüğünü yaptığı 'Diriliş Akımı' nın şairleri arasında yeraldı
Halen Hece,Kaşgar,Yediiklim ve Kılavuz gibi edebiyat ve kültür dergilerinde yazmaktadır.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Duran'ın Mostar Köprüsü'nde Gülşah'ın nal izlerinin görüldüğü haberini aldığı, Bosna’da, Mostar'a varınca köprünün yıkılmış olduğunu gördüğü ve Neretva nehrini teselli ettiğidir. Bu odur:
Şaban Abak
I.
Ben ki aramaya çıktım
Ben aramaya çıkınca bir bulan vardır
Çocukluğumun açık kalmış penceresinden
Bir kanat rüzgârı gibi göğsümde
Duysam püfürdeyen serinliğini
Kerâmet gösterir kuşdili söyleşirim
Gözlere parlaklık verir sözlerim
Evet, buğdası
Kavurgası leblebi iriliğinde
Yedim birYe arttı çocukluğumdan
Hurufatın ekâbiri, sondan geleni
Yay başını gerip sözün okunu atan
Yılandaki eğriliğe işaret eden
Artık her mezarlıkta tanıdığım biri var
Ölüler şaşırıyor beni gördükçe
Her cenaze alayında farklı elbiselerle
Ölüyor sevdiklerim dostlarım düşmanlarım
Her cenaze alayında ölenin en yakınıyım
Atı Gülşah’la kalbinin rabıtası hiç kopmayan Duran’ın, tarlalar arasından geçerken güneş çiçeklerini seyretmesi, onların aşık oldukları Güneş’ten bir an olsun yüz çevirmeyişlerine imrenmesidir. Bu odur:
GÜNEŞ ÇİÇEĞİ
Şaban ABAK
Dönmesin kalbim Tanrım, dönmesin kalbim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!