Çocukluğumdan bu yana
umuttu sabahlar bana.
Başlayan yeni günle
güçlenirdim baştan ayağa.
Cebimde bembeyaz umutlar,
yol alırdım yeniye..
Gece olunca,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ŞİİRİ : çok çok ince eleyip sık dokuyarak yazmışsınız. ....lar
lar lar yok mu! kimlerdi onlar,kimlerdi! Neden kendi çamurumuzda başkalarının çamuruyla bizleri karıştımaya çalışanlar. işte bu hakikat.Şiiri mükemmel bir olgunlukla kaleme alınmış.Kötülük,ve insanlık güzel bir karşılaştırma. Şiirin bütünlüğü ve bir solukta okumamla tam puan +ant. dedirtti. ellerinize ve yüreğinizesağlık. Böyle anlamlı şiirinizi okuduğum için huzurluyum.Huzurlu kalınız. Saygılatımla.
Bir tirad gibiydi.Sel akış halindeki söylemlerin peşi sıra uzandım gittim finale...
Sahiciydi,doğaldı;vurgular adreslere teslim şeklinde kotarılmıştı.
Beğenilerimi bırakıyorum sayfaya ve Sayın GÜN'ü kutluyorum.
Nicelerine.Erdemle.
çok uzun olmasına rağmen
okuyucusunu yormayan
bir şiir brava diyorum
şiir akışı anlatımı mükemmelin üstünde
destanımsı bir paylaşım olmuş
tebrik ederim
salim erben
…LAR LAR… TORBADA UMUTLAR…
Yenilmek, insanın zayıf anının mahsulüdür.
Hayata hep umutla ve azimle bakmak, insanı güçlendirir.
Siz yine de içinizdeki o masum çocuğu dinleyin. Yatmadan önce dileklerinizi aklınızdan geçirin. Asla kötülüklerin galebe çalacağını aklınızın ucundan bile geçirmeden, bütün güzel şeyleri düşünün ve dua ile gözlerinizi taptaze bir güne açmak için geceye kanatlanın.
Rehavetle kendinizi bırakın, bütün ağırlığınızla, üzerinde bulunduğunuz döşeğe. Ağırlığınız döşekte kalsın, düşlerinizin hafifliğine bırakın kendinizi. Rüyalarınızın akışında bir tüu olduğunuzu ve havalandığınızı, uçtuğunuzu düşünün.
Bakın, karşınıza asla kötü insanlar, vs…ler çıkmayacak.
İyi insanların olduğunu, iyi yüreklilerin de bu alemde var olduğunu kalbiniz görecek, ruhunuz hissedecek ve kendinizi umutlarla dolu bir sabahta, çok daha rahat, çok daha huzurlu, çok daha insan, çok daha dingin bulacak ve sabahın o tertemiz havasını doya doya ciğerlerinize dolduracaksınız.
Ciğerlerinize dolan sadece temiz ve hoş kokulu bir hava olmayacak, aynı zamanda “insanlık” dolacak. Kötülerden uzak, kendiniz gibi “insan” olanların hissiyatı… Kalp atışları…
Sizi yeniden hayata bağlayacak…
Sabır torbanıza lütfen tekrar bakın.
Ektiğiniz umutları yeşermiş görecek ve mutlu olacaksınız.
Hayat işte tam da orda!...
Güzel günler diliyorum Hümeyra Hanım.
Yeşil bir dünyada, yeşeren umutlarla, huzur ve mutlulukla…
İnsanca…
Dostça…
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun efendim.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
yüreğiniz kaleminiz daim olsun üstadem harika dizeler tam puan tebriklerimle saygılarımla selam
evet hayatımızın karmaşaya gitti şu evrelere teknoloji harikası diyoruz ama topluluklar içinde yanlız geziniyoruz. ne umutlara gerçek oluyor ne gerçekler yaramıza merhem. toplumsal sorunlarımız var yarınlara sevgisiz, ilgisiz gidiyoruz. en büyük arkadaşımız menfaatçilik ve bencillik. onun için çocukluğumuzun aydınlık sabahları yok artık yarınlarda mutluluğa gebe değil.Berat kandilinin huzur versin dilerim
Teknolojinin gelişmediği yıllarda, insanlar küçük şeylerden bile mutlu olmasını biliyorlardı. Birbirlerini kutlayıp, iyi dileklerini gösteriyorlardı. 'İmece' denen uygarca bir paylaşım vardı. Beraber üzülüp, beraber sevinmelere 'milli duygu' denirdi. Teknolojiyle birlikte, herkes şimdi öne çıkma yarışında. Herkes 'küçük dağları yarattım' havalarında. İşine gelmeyince, 'Sen kimsin, ne haddine' isyanlarında. Soruyorum şimdi, böyle ortamda mutluluk olabilir mi? Maalesef kötülük, insanlığı alaşağı etti. Üzücü ve korkunç bir gelecek var gibi önümüzde. Ben gene de umudumu yitirmedim, mutlaka bir gün SEVGİ galip gelecek ve gönülden inanıyorum buna... Yüreğine sağlık kardeşim. 10 puan, ant.
'Yüksek İnsanlık...' Ne demeye geliyor? Gerçek anlamı mı, yoksa 'hicveden dildeki' karşılığı mı şiirde?
Anlamak için şiiri 'iyi okumak' yeterli... Birkaç kez dönün mutlaka daha iyi anlayacaksınız...
'İçi boşalmış değerlerin' hunharca kullanıldığı... Hemen bütün evrensel kavramların anlamı dışına çıkarıldığı... Sadece 'BEN' duygusunun narsizmin sınırlarını dahi aştığı... Sömürü düzeninin taşeronlarının parlatıldığı bir dünyada kimlerdir 'YÜKSELEN?'
İşte şiire konu olan 'yüksek insanlık' budur! Daha açık bir deyişle, 'ALÇALMANININ ÇUKURUNA DÜŞEN İNSANLIK' söz konusudur...
Böyle bir dünyada sabahları nasıl bulacağız? O her güneş doğduğunda yeniden doğduğumuzu hissettiğimiz sabahlar gelir mi artık geri?
Size tamamen katılıyorum Öğretmenim... 21.yüzyıl, bilişim çağı adı altında 'ORTAÇAĞI YAŞADIĞIMIZ' bir dönem olarak tarihe geçmeye adaydır...
Şiiri ve değerli şaireyi kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta