sabahın köründe bir kente girmek
uyanmaya kahırlı evler
işçiler tersine dünya misali güçlü
sokaklarda çocuk yok
otobüs garlarında arafta kalmış yolcular
o anda hiçbirşeyi düşünmemek
o an herşey güzel bir pazartesi
evde okulda sokakta koynunda sevgilinin
o an her kent senin kentin
kaç yaşam kurar ola düşlerin bir anda
kurulu düzenin alacakaranlık
sabahın soğuk sisi saklar mutsuzluğunu
sabahın köründe bir kente girmek
laf olsun diye söylenmiş şarkılar gibi
yolun kıyısındaki okulda acaba kim okudu
kaç kişi ağladı ince yolda yürürken
nasıl sığındı ağaçların saflığına
hangi perde açıldı ilk
ilk hışırtı! ...hayat! ...
kuşların sesi kimi hüzünlendirdi bu kadar
kent sabaha zorunlu
bizse geçip gideceğiz başka bir kente
içimizdeki asıl kentle...
sabahın köründe bir kente girmek
üşüyerek yüzünü yıkamak gibidir
susarsın belki suya değmeli ellerin
yol kıyısında kamyon şoförleri kasvetli
minareler ışıklı hala
bir akşamdan kalanlar yeni güne tanış
bir de her güne yabancı bencileyin
zamana yenik meçhul yolcu! ....elemli...
Kayıt Tarihi : 17.6.2008 02:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!