Ey gönül, kuşa benzerdin,
Kafesler sana dar gelir;
Bir yerde durmaz gezerdin,
Hapislik sana zor gelir.
Ey gönül, acaip huyun,
Dağlar dik, çeşmeler kuru
Yarimin benzi çok sarı
Ölüm var, dönülmez geri
Yürü yağız atım yürü...
Dağlar geçilmiyor kardan
Altın saçlarını sıkıca tarar,
Sonra iki örgü yana bırakır;
Ayağında pembe dallı mor şalvar,
Taze gelin gibi süzülür Çakır...
Beyaz ellerine kına yaraşır,
Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız.
Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak.
Kalbim bir kayadır ki, nerdeyse yıkılacak,
Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız.
Dümdüz olsam diyorum, ve kumlu bir sahili
Ey yar, bu mektubu aldığın demde
Kara topraklara verdim kendimi...
Herşey bana engel oldu alemde,
Bir çoşkun nehirdim, yıktım bendimi.
Benim gönlüm doğusundan deliydi;
Kurbağa gördü kızı
Birden kesildi hızı
Gözleri yaşlı dedi
Dibimde var bir sızı
Göğsümde gözlerinin sapladığı bir bıçak,
Beynimde hayaliyle alevlenen bir ocak...
İçerim bu haldeyken herkes garip bulacak:
Başımı sükunetle taşlara vurduğumu...
Bu sükut çiğnenen bir muhabbetin yasıdır.
Yüzü parladı ayın,
Bir ses geldi uzaktan:
Hasta yorgun bir kadın
Şimdi çalıyor keman...
Eriyor, bükülüyor,
İki üç gece kuşu ötüşürken derinde,
Hayaletler uçuştu bu yangın yerlerinde.
Gölge gibi yokluğa karıştı yanık evler
Bacalar gökyüzüne uzanan iri devler
Gibi yumruklarını karanlıklara sıktı...
Gece ümitsizsizlerin kalbinden karanlıktı.
Aşk seni harab etmez mi?
Takatını tüketmez mi?
Sendeki ateş bitmez mi?
Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Aşkına yoktur enzade,
Bütün mumkinlerin kiyisindayim..
+Sabahattin Ali
Ne diyordu kitapta "Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?" ...
İlk aklıma gelen 'Kıyamadığım 'şiiri Nükhet Duru ve Cem Karaca tarafından kitabına(!)terennüm edilmiştir.