Karanlık,sabahın ilk ışıklarında erir;
Uyanır menekşeler,çiğdemler ve nergisler...
Güneşin ufuklardan doğuşunu gösterir.
Hareketlenir duygular,düşünceler,hisler...
İlk ışıklarla biter karanlık,ilk sessislik,
Kana kana içer ruhlar bütün ışıkları.
Vardır dağlarda ve taşlarda bir hissizlik,
Çorba içerler,yok tabakları,kaşıkları!
Kaptan ilk ışıkta dinler denizin şarkısını,
Uzaklara bakar,iyice kısılır gözü,
Duymakta içinde karanlığın yankısını.
Parlamakta günün ilk aydınlığında yüzü.
Varoşlara vurmakta koca şehrin gölgesi,
Orlara geç doğar gün,geç ulaşır ışıklar.
Buralar dans eden karanlıkların bölgesi,
İnsanlar tabaklarındaki hüznü kaşıklar.
Sabahın ilk ışıklarıyla açar çiğdemler,
Uçuşur ışıkta kuşlar,arılar,böcekler...
İlk ışıkta filizlenir fikirler,erdemler;
İlk ışıklarla açar yamaçlarda çiçekler.
Gün doğunca her sabah yeniden başlar hayat,
Her sabah yeniden can bulur,akar ırmaklar...
Her sabah taze bir başlangıç,taze bir umut,
Gider,göğe hüznünü düşüren karanlıklar.
Güneş doğunca dağılır siyahın kirleri,
Görünmez güneş ışığında ay ve yıldızlar.
Görünmekte fakat bilginlerin fikirleri.
Güneşi götürdü doğudan batıya rüzgâr.
Sabahın ilk ışıkları nur üstüne nurdur,
Öğlen vakti güneşi göremez yarasalar.
Güneşi gören gözler için bu bir onurdur,
Körler görebilir mi bir ömür arasalar?
Mutlu eder ruhumu sabahın serinliği,
Hatırlatır bana sonsuzluğun sahibini.
Sarar kalbimi bu duyguların derinliği,
Seherde dağıtır Rab herkesin nasibini.
Bu seher vaktinde ulvî duygular sezeim,
Yükselir ruhum göğe,bulutların üstüne,
Bulutların üstünde meleklerle gezerim.
Tam bu anda çıkarım umutlarım üstüne.
Kayıt Tarihi : 22.11.2014 13:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!