Saat gecenin üçü
Duvarlar ardında bir yaz saati
Gözlerim bıçak olmuş karanlığın bağrında
Gözlerim sevince durmuş
Ve yıldızları öpüyorum
Durmak, dinmek bilmeyen titremenin beşiğinde
Ya elimi uzatıyorum aya
Yada kurban ediyorum nefretimi
Zeytin ağacı dalına..
Uyan; uyan artık
Yıllarca kör uykuya dalmış benliğim
Duymayı öğren, öpmeyi, düşünmeyi
Yıkan ışığı ile düşünmenin
Bak, aralamaya başladın bile perdelerini
Saat gecenin üçü, duvarlar ardında bir yaz saati
Ah, ne bitmez geceymis bu
Çıplak tenimde seyirtiyor
Çıplak ay ışığı
Ve fışkırıyorum
Ruhumun derinliklerine yıllar önce dağıtılmış bir avuç topraktan
Martılar sarıyor etrafımı
Martılar ay ışığında
Hoyrat yakamozları
Yıllarca kendimi taşımaktan yorulmuş kollarımla uzanıyorum
Avuçlarım kan oluyor
Avuçlarımda ben !
Ey insanlar, duyun beni !
Şu avuçlarımda duran bir kaç damla
Biraz sonra dağılıp gidecek olan eski Ben'in arta kalmışlığıdır
Bundan öte, martı kanatlarında çağlayacağım
Yarınlarda görün beni
Düdüncelerde arayın
Yavaş yavaş çekilmeye yüz tuttu gece sisi
Saat gecenin üçü, duvarlar ardında bir yaz saati.
1988 yazı..
Kayıt Tarihi : 10.2.2018 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1988 yazında Eskişehir Anadolu Üniversitesi ögrenci yurdunun 125 numaralı odasında saat gecenin üçünde yazılmış bir şiir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!