Cehennem sıcağı aşkların özlemi miydi,
Yüreğimizi ayakta tutan.
Ödünç verilmiş ömürlerin kıyısından toplayabildiğimiz,
Korunmasız kalmış düşlerimiz…
Çocuktuk doğruyu yaşarken,
Tutunamamıştık dallarına.
Kalabalıklar İstanbul da yalnızlık
İstanbul,
Avucumun içinde kalabalık.
Ellerim kadar hayal,
Genç kızın esmer ellerinde pervasızlık,
İstanbul serseri,
Bakir bir suskunluğa sarıp ruhumun cenin düşlerini
Kıvrılıyorum elimi tutan elinin tadına
Sonsuzsun,karşılıksız
Sabaha karşı…
Güneş doğmadan,
Ve uyanmadan çiğ.
Yırtılırken karanlığın sinesi,
Ve can bulurken
İnce belli, kızıl saçlı periler.
Tek kişiliktir aşk.
Tek başına doğar, tek başına ölür.
Koşulsuzluğun sunağında, yüreklerimiz adak.
Kâh sallanır, kâh yalınayak.
Menziline hep varır aşk...
Bodrumda,
Begonvillerin yanı başında ağaçlar.
Ağaçların dallarında yazla birlikte,
Ağustosböcekleri konaklar.
Alışırsınız çığlıklarına,
Kimseler dönüp bakmaz,
Mülteci düşler alıyorum kucağıma.
Pışpışlıyorum
Anarşist duygularımı,
Çocukluk kaçkını anlarla…
Zaafta şu an
Saydı çocuk bir, iki, üç…ebe
Saklanmayan sobe
Bu öykü oyuna saklanamazdı!
''yaşadıklarımdır beni ben yapan
yaşadıklarımdan öğrendiklerim ise
ey ömrümün çocuk gözleri,size armağan"
bilinmeyen koyu bir hiçliğin soyutluğundan,
ne kadar kalacağımızın bilinmediği bir somutluğa;
İlk Söz;
Mutluluğum ilgilendirmedi kimseyi
Acılarımsa yok satıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!