Rüzgarleyin Şiiri - Seyfi Karaca

Seyfi Karaca
5097

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Rüzgarleyin

Bıkkın
Bezgin
Yorulmuş
Yenilmiş
Yıkık damlarda dönüp duran pervane gibi bağrı bedeni yele soğuğa teslim
Darmadağınık karyolanın ayak ve baş ucundan
Kendini alıp götürecek ölümü beklemekten başka gayesi ve kimsesi olmayan
Ölürken de yalnızlığını hiç kimseye bırakmayıp yanında götüren ıssızlığın verdiği azap sancısıyla
Yüzünden yanağından akan gözyaşlarına acıklı hikayesini teslim edip bırakanların
O kıvranıp giden yolun
Takvimin
Konvoyun
Köprünün
Günün
Güneşin
Zamanın
Ve o soğuk bulutlardan süzülüp akan yağmur günlüğünün
Kuru yerlerden başka yağacak mevsimi, ilişip salınacak kimsesi kalmamışsa , gıcılayıp duran poyrazlıktaki
Bu sonuncu son baharlarıdır
Ne vakit kış geldiğinde bütün yakınlarını birer birer kaybetmiş yalnızlıklar sancısıyla
Fosil bir kent mozaiği gibi duvar resimlerinden rüzgarla dertleşen boş salıncaklara ve ören yerlere
Sanki bütün dünyanın herbir şeyini alıp götüren bilinmezler ardına çekilip şaklanmışçasına içini dışını kuşkuyla örmüş
Endişeyle kaplatmış
Sahteliklere sarmış
Yapaylıklara donanmış
Kireç tutmuş, kir kurum katmanlamış, yıllanmış örselenmiş
Halden yorgun, takatten düşük, meşakkatten meramdan bozgun ve tarumar
Kendi varlığını çamurlaştıran yabancı kabuklar altında pasak tutmuş, tortu bağlamış
Zürriyetsiz ecir bücür cüce bir zamana eğrilmiş bükülmüş saplantı yüzesellikleriyle maskelenen mudaraya mahkum
Çözülen çağlayan akıntılardan bütün boşlukları ve mesafeleri doldurmanın derdine düşmüş gibi
Cılk
Kristalize
Sürekli savrularak
Toplum denen sosyal ırmağa ve insan denizine giderken kavga dövüş kırgınlık küskünlük fitne fesat dalaşları arasından
Kendi içinde gömülü ölüm sessizliğiyle tozu dumana katan çevresine karşı kılı kıpırdamaz sessizliğe boğulmuş
Etrafını gözleyen kesintisiz sancı nöbetlerine felaket derecesinde uykusuz uyanık
Her şeyi ve herkesi kendine yasaklayan kalın duvarlar sağlamlığına körkütük
Alıngan
Kuruntulu
Kaba taslak
Çarpışmalar sırasında rast geldikçe diğerinin öteki hakkındaki bilinmeyenlerinin farkına vararak
Tanık
Ve tanış olduğu çepeçevre çukurdan bakan vazgeçmişliğe tüm dikkatini dağıtarak
Anlaşılmadığı için önemsenmeyen yalnızlığı kendine özel seçkinlik olarak benimseyenlerin kış öncesi sonbaharıdır
Ve kayıtsız ilgisizliğe alıkoyan bütün acımasız öfkeleri
Saldırganlıkları
Zorbalıkları
Baskıları
Şiddetleri
Nefretleri
Şimşekleri
Hiddetleri
Zırvalıkları
Tahammülden tevazuya hiç bir surette şart ve sınır tanımayarak birikmiş zehir zemberek atıklarını
Uyandırdığı keder solgunu tebessümleri üstüne toplayıp çeken kışkıyamet İşini yoluna koymaya
Sobayı yakıp
Eli yüzü yuduktan sonra
Evi kapıyı bostanı bahçeyi kilitler
Avluyu eşiği siler süpürür
Çınarın ordaki durakta bekle ha bekle
İnsandan azade
Rüzgarleyin poyraz salıncakları

Ocak /25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 6.2.2025 15:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!