Merhaba bu yazıyı okuyan kişi,
Yine uzun uzadıya konuşmak istiyorum... Ama bu kez sana değil. Hatta kimseye değil. Belki de sadece kendime... Ama ondan da emin değilim. Çünkü kendime bile çoğu zaman anlatamıyorum içimdekini. Kelimeleri kuruyorum kurmasına ama içimdeki savaş bazen bir cümleye sığmayacak kadar sessiz, bazen bir çığlığa dönüşemeyecek kadar boğuk oluyor.
Ben bazen aynaya bakıyorum ve karşımdaki yansımaya yabancılaşıyorum. O kişi ben miyim, yoksa benim hayal ettiğim ama asla olamadığım biri mi, bilmiyorum. Zamanın içinde ilerliyorum ama içimdeki bazı parçalar hâlâ çok geride kaldı, ve asıl savaş burada başlıyor:
"Devam et" diyen zamanla, "dön geri" diyen iç sesin arasında.
Yoruldum... Ve bu yorgunluk dinlenmek istemiyor bu sefer.
Yorgunluk... sadece anlaşılmak istiyor ama bu nasıl bir çelişki, bilmiyorum. Anlaşılmak isterken bile anlatamamayı seçmek... İçimde öyle çok kelime var ki... ama hepsi, dilimin ucuna geldiğinde birer suskunluğa dönüşüyor. Çünkü bazı duyguların tarifini yapamıyorum. Bazı düşünceler, zihnimde o kadar uzun zamandır dönüyor ki artık gerçek mi, yoksa sadece ben mi uydurdum, bilemiyorum.
Kafamın içinde bir oda var.
Düşünce ile dolu iken,
Tükenmez ezalar içinde,
Ümitler, tereddütler geçirirken
Kederler içinde yoğurulurken
Mesut olan,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta