Merhaba,
Ya da sadece… Sessizlik.
Artık adımı hatırlamıyorum. Son seslendiğimden bu yana kaç ömür geçti, bilmiyorum. Yalnız hâlâ buradayım.
Yalnız, kıpırtısız, kimsesiz.
Kırılmış değilim artık. Kırılmak bile bir parçaya dönüşmektir. Ben toz gibiyim; tutulamaz, birleştirilemez, sadece savrulur.
Bugün uyandım ama sabah olmadı, ışık doğmadı pencereme. Ses gelmedi ve içimden geçen tek şey şu oldu: “Galiba artık hissedemiyorum.”. Sence de bu cümle korkunç, değil mi?
Hissetmemek…; Ne acıyı, ne sevinci, ne özlemi, ne sevgiyi… Her şey, duvar gibi. Dokunsan da ses yok, yankı yok. Sanki içimde ölen biri var da ben cenazesine bile gitmemişim.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta