Rüzgârda Yazılmış Mektuplar - Mektup 10

Kaya Su
17

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Rüzgârda Yazılmış Mektuplar - Mektup 10

Merhaba,
Ya da sadece… Sessizlik.
Artık adımı hatırlamıyorum. Son seslendiğimden bu yana kaç ömür geçti, bilmiyorum. Yalnız hâlâ buradayım.
Yalnız, kıpırtısız, kimsesiz.
Kırılmış değilim artık. Kırılmak bile bir parçaya dönüşmektir. Ben toz gibiyim; tutulamaz, birleştirilemez, sadece savrulur.
Bugün uyandım ama sabah olmadı, ışık doğmadı pencereme. Ses gelmedi ve içimden geçen tek şey şu oldu: “Galiba artık hissedemiyorum.”. Sence de bu cümle korkunç, değil mi?
Hissetmemek…; Ne acıyı, ne sevinci, ne özlemi, ne sevgiyi… Her şey, duvar gibi. Dokunsan da ses yok, yankı yok. Sanki içimde ölen biri var da ben cenazesine bile gitmemişim.
Biliyor musun? Zamanla insan kendine dönüşüyor...ama bu, bir büyüme değil, bir yalnızlaşma. Bir kabuğun içine gömülme, içinde yalnızca yankıların kaldığı bir odada kendi adını fısıldayıp durmak gibi.
Bazen bir fotoğrafa bakıyorum, kim olduğumu hatırlamak için. Gülümsediğim bir anı arıyorum ama yüzüm bile yabancı. Çünkü ben bu hâlimi hiç yaşamamıştım. Bu hâlimi hiç yazmamıştım.
İnsan bir gün susar öylece. Sebep sormaz, beklemez,konuşmaz...
Ve bu suskunluk, dünyadaki en ağır yankı olur. Çünkü en son kendini susturur insan. Ben işte… oradayım artık.
Bir zamanlar içimden fışkıran kelimeler vardı, şimdi mezar taşları gibiler. Üzerinde “keşke” yazan mezarlar.
“Affedemediklerim.”
“Vedalaşamadıklarım.”
“Adını hâlâ anamadıklarım.”
Ve biri de ben: Unutulmakla hatırlanmak arasında çürüyen biri.
Yolda yürürken biri omzuma dokunsa…belki dağılırım. Belki hiç toplanamam. Artık bir bütün değilim.
Bir halının üstüne dökülmüş eski fotoğraflarım ben, her biri başka bir anıya bakıyor ama hiçbiri bugün değil.
Bir gün biri bana, “Nasıl geçti zaman?” diye soracak olursa…şöyle diyeceğim: geçmedi. Sadece ben içinden geçtim, ama hiçbir yere varamadım.
Bugün bu mektubu yazarken fark ettim: ben hep orada; beni terk edenlerin gittiği yerde değil, benim hâlâ beklediğim o ilk adımda… O ilk göz kırpışta… O hiç gelmeyen cevapta...
Ve şimdi…Yine bir boşluk bırakacağım.
Bu kez mezar değil, daha derin bir şey; Bir hiçlik.
O boşluğa sen ne istersen bırak:
Beni…
Kendini…
Ya da adını bile koyamadığın o hissi.
Ben yazarken susmadım ama içim sustu artık.
Ama sen… Okurken, lütfen bir kez kalbini eline al ve bak bakalım hâlâ atıyor mu?

– Hiçliğiyle var olmaya çalışan adı hâlâ eksik biri

Kaya Su
Kayıt Tarihi : 26.8.2025 15:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bilinmeyen bir kişi için rüzgâra emanet edilmiş, geçmişin yükünü taşıyan sayfalar...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!