Rüya Şiiri - Rıdvan Döner

Rıdvan Döner
26

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Rüya

Kapattım gözlerimi daldım hayale.
Uzun uzadıya bir ova yemyeşil otlar ve rengarenk kır çiçekleri ile dolu bir yer ,cıvıl cıvıl kuş sesleriyle melodisini kaybetmiş insan yüreğine umut salgılayan bir doğa şaheserinde açtım gözlerimi.
Sanki tahayyüllerimize çocukken masallardan işlenmiş bir tabiat harikası.
Ve sen kadın ,sen de oradaydın kokundan bildim.
Bembeyaz bir fistan vardı üzerinde tül çiçek işlemeli.
Saçların esen rüzgarın yönüne doğru teltel uçuşup duruyordu.
Fistanın etekleri topuklarına değiyor o da esen rüzgardan nasibini alıyordu.
Yemyeşil çimlerin üzerinde yürümeye koyulduk ,sanki içimizde var olan ama yokluğunu hissettiğimiz bir şey var ve biz onu arıyoruz gibi.
Yürüdük nereye gideceğimizi veyahut nereye varacağımızı bilmeden öylece yürüdük.
Güneş tüm kavurucu sıcaklığı ile tepemizde lakin serin bir hava sakin yeryüzünde.
Rüzgar tenimizi okşuyor arada bir ve biz hala yürüyoruz.
Bir an duraksıyoruz çimlerin üzerinde gezinen ayaklarımıza bakınıyoruz ,
garip bir şekilde ürperiyoruz ikimizde bir an.
Toprağın ve ayak parmaklarımızın arasındaki çiğlenmiş çimenlerin hissettirdiği serinliği beynimizin tüm kılcal damarlarındaki uyarılarıyla his ediyorduk.
Yürüdük bir süre daha.
Uzun süredir kavuşmayı bekleyen ellerimiz buluştu önce .
Tuhaf bir duygu onca yıldan sonra aynı duyguları daha derinliğine hissetmek daha da tuhaf geldi belki de.
Hayal olduğunu unutmuşçasına,
Yürüdük ,bayağı yürüdük arada bakışlarımız çakıştı ,gülümsedik o halimize, sanki Büyük bir günah işliyormuşuz gibi.
Güneş batıyordu yavaş yavaş ,
tan kızıllığı suretimize vuruyordu.
Yani bir başka tabiat seremonisi başlıyordu.
Parkur bir tepeye tırmanmaya koyulduk patikalardan geçtik. Bazen yoruldum nefes nefese kaldım sen tuttun elimden bazen sen yoruldun ben tuttum elinden sonra nihayet ulaştığımız tepede bir yamaçta oturduk.
Biz tepeye çıkarken güneş batmaya devam etmiş alacakaranlık çökmüştü.
Yavaş yavaş yıldızlar ışıldamaya başlamıştı.
Sırt üstü attık kendimizi yıldızları seyreylemeye.
Uzun uzun bakındık ışıl ışıl parlayan yıldızlara.
Hayaller kurduk kendimizce. Öylece durduk saatlerce hiç bitmesin istedik o an.
Ne olduğunu bilmediğimiz bir mutluluğu bir huzuru arıyorduk yada bekliyorduk.
Gözlerimizi kapattık başka hayallere daldık.
Kim bilir Belki de hayal içinde hayale dalmak salt bize has birşeydi.
Bir süre sonra açtık gözlerimizi.Yanı başımızda en sevdiklerimiz vardı.En değerli en kıymetlilerimiz.
Hasret ve özlemle beklediklerimiz
Bir nefeslik an bile görmeye herşeyimizi feda ettiklerimiz.
Evet beklediğimiz,gözlerimizde ki yaşın yüreklerimizde ki hasretin failleri.
Umutlarını dağlara çıkarmış umut olanlar.
Odun dumanından kararmış çaydanlık fokurduyordu.
Artık çay tavını almış Ateş çatırdıyordu yerinde.
Sonra derin bir sohbet başladı demlenmiş kaçak çay kıvamında.
Tüm çocukluk anıları ,birlikte yaşanan tüm güzellikler imgelerimizde canlandı dilimizde yinelenerek hayat buldu.
Özlemle ayrı geçen yıllar uçuştu sonra .
Yıldızlar anılarımızı canlandırıyordu bir film şeridi gibi.
Dil mucizevi bir şey bunu biliyordum.
İnsanlar bir birlerini neden sevmez ki.
Yani karşısındakine neden aşık olmazlar.
Neden Kendi içlerinde yarattıklarını karşılarındakine benzetirler ve onu severler.
Anlayacağın karşısındakini içine alacağına ,karşısındakini içindekine benzetir.
Oysa benim karşımdaki de içimdeki de bir di Sendin Bizdik.Zira kendisi olanı ,ola bileni sevmek en güzelidir.Böylece hayal ve gerçek bir olur ; en nihayetinde kırgınlıklar,pişmanlıklar da yaşanmaz.
Kimse kimseyi değiştirmeye kalkmaz.
İnsanı anlamak neden bu kadar zor.
Oysa sevmek çok kolay.
Gece sabahı beklemiyordu,güneş doğmamak için direniyordu.
Kulaklarımdan beynime gürültülü bir ses geliyor du .
Ne olduğunu bilmiyordum.
Gözlerimi açtığımda sabah olmuş telefonda kurduğum alarm çalıyordu.
Fakat bir şey fark ettim göz kapaklarımda geceden kalma silüetin vardı hala.
Hiç vakit kaybeytmedim.
Kapadım hemen gözlerimi yüzünün mucizevi güzelliği ile uyanmak istedim.
Yüz hatlarına tek tek gözlerimi sürdüm.
Uyuyan senmiydin yoksa benmiydim bilmiyorum.
Ancak geceden kurulu hain alarm huzur vermiyordu.
Artık kalkma vaktiydi.
Kalktım yüzümü yıkadım.
Üstümü giyindim ilacımı bir çay bardağına doldurduğum su ile içtim ve çıktım.
Ruhum ve duygularım hala etkisindeydi belki dün gece ki efsuni hayalin.
Her sabah yaptığım gibi yaptım.
Yolda telefon ile haberlere göz attım.
Kadın cinayetleri,
Bombardımanlarda parçalanmış çocuk bedenleri
Kafa kesen vahşiler
Tutuklanan gazeteciler
Daraldım telefonu kapattım
ve o an
İnsanların dünyasına döndüğümü anladım...
28/08/2016

Rıdvan Döner
Kayıt Tarihi : 14.6.2019 02:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rıdvan Döner