Rüveyda Şiiri - Şafak Yolcu

Şafak Yolcu
2

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Rüveyda

hoş geldin Rüveyda
nicedir özledim sesini
ki ne çok talan birikti içimde
asırlar dolusu bir yağma…
bu gece ney artığı yüreğim
bu gece gözüm kara,
ha taştım, ha taşacağım…
sabret,
hepsini bir bir anlatacağım
hele bir iyileşsin
gırtlağımdaki neşter kesiği şu yara…

yara dedim de
sahi hangisiydi beni öldüren?
o küçük kız mıydı
henüz on yedisinde
gül uzatan eli özlerken,
döl tutan rahim,
çocuk yaşta ana,
düşüp bir zamansızın peşine
darağacında sallanmaya giden?
yoksa,
yoksa dönüp dolaşıp
vurur mu insanı namaz vakitlerinde
hep aynı silahla
aynı el,
aynı yerden?

sen bakma benim dumanlı başıma,
giyotin suratlı duvarlara da aldırma,
sesim gitti gideli
şöyle ağız dolusu küfredemiyorum
şu rezil,
şu kepaze yaşama…

dışarıda çisil çisil bir yağmur
sırtımızda hançer-kemik bir veda
birazdan vurur saatini kederler
birazdan şafak söker
beni boşver,
hâlâ duruyor mu kitaplarım raflarda?
hâlâ beş para etmiyor mu vefa?
desene,
kallavi bir hiç bırakacağım ardımda…

of Rüveyda!
bak yine ikircikli ümitler
yine büyüdü içimdeki kavga
gitme, dur;
ışığı da söndür;
arayan, soran yok nasılsa…

nasılsa yollara eskimiş yüzüm,
sevmelere sus,
vedalara kuvvet!
her yöne yorgunum
her düşe boş
herkese hiç!
ki bundandır
öksüz çocuk telaşım,
buz soğuğu musalla taşına…

demem o ki
sayma artık izmaritleri
küf kokan nefesimi de boşver!
nasılsa yeni bir kurban bulur bu şehir
hem, ne demişti şair;
“ölümdür yaşanan tek başına”
bu da senden son dileğim olsun
anlat onlara
de ki soylu bir isyandı bu
içimde kalanlara!

yorgunum Rüveyda
bu gece tekbir tekbir sızılar,
takvim takvim yalnızlık var odamda
yalnızlığın kuytusunda boranlar,
boranlarda savurduğum bir ömür!
ömrüm ki
iflah olmaz
taflan rengi bir yara...

Şafak Yolcu
Kayıt Tarihi : 19.6.2019 12:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şafak Yolcu