toprak yumuşayınca sarsıldı korkunçluğu
kaya gibi içime çöreklenenin
ve çokluk
uçları püsküllü koyu bulutların kokusuyla
unutulacak ayrıntıları öfkeli ayrılıkların
ara mahallelerde
rutubetli akşamlar erkenciyken üstelik
açık çaylar içilerek zemin kat balkonlarda
son bakışlı bir terk edilmişlik
sinecek gömleğimin yakasına
yıkanmak isteyeceğim ılık varoluşlarda
karşımdakinin saçlarına çıldıracağım
çamur rengine dönecek kanatları serçelerin
sarı lekeli yorgunluklarda sızıyacağım
aklı selim yok oluşlarda hasta çocukluğum
ay ışığına bakıp özleyecek annemi
ölerek dinleneceğim
rutubetli akşamlar yolsuz yolaksız
yolcusuz duraksız sisli mi sisli
iç çamaşırları kirli
laciverdî
geçmişi
şimdisi
ve geleceği
puslu
siyaha akrilik beyaz serpiştirilmiş gibi
karanlıkta apartmanlar
akşam satıcıları üşüyen zambaklarıydı
hayat denizinin
tahminlerimi yanıltan güzel olmaya çabalayan
gene birlikteyiz
biz
yüz vatlık lamba
babam film izliyor
uzak bir pencereye uzanmış gölgesi
rutubetli akşamların sarhoşuyum
çoraplarım leş gibi
sevgilim dağınık bir çello olacak bugün
bugece
trt'nin siyah beyaz dönemlerinden bir pazar filmi
evler yürüyünce akşamın soğuğuna aldırmadan
bir kapı arkasına saklanacağım
yanımdakinin sesine hafifçe dokunarak
utanacağım...
Kayıt Tarihi : 8.12.2010 01:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/12/08/rutubetli.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!