Düş perdeleri gözlerimin önüne iniyor
Bu gecenin son sigarasını içiyorum
Gökyüzünde birbirinden oldukça uzak 2 yıldız
Sonsuz bir bekleyişteyim
Saatin kaçının hangi dakikasında akıp gidiyor bir ömür
Düşündüm düşündüm
Kendimle savaştım
Mantığımla dalaştım
Anlam vermeye çalıştım
En başa döndüm
Kaderimi çizdiğim keskin kalemim ellerimden kayıp düştü
Geçen uzun yıllar seni bana bırakıp bir hayale dönüştü
Şarkılar sustu, ışıklar söndü, anıların üstüne kan sıçradı
Yalnızlık daha kaç kez üşütür soluk çehremi
Sandım sensin bu parlak yıldız
Ve kasvetli gökyüzünde en bulanık saatleri gecenin
Kaç sayfa uçtu gitti aklımdan bir bir kustuğum
Ben bu duyguyu bir kendime anlattım
Zehr-i sarmaşık hayalin tüm gece yanımda
Zihnim sonsuz bir esaret altında
Kırgın bir çiçek açar gönlümün etrafında
Saklanılan öyle bir histir ki büyür içimde
Sessizliğim ulaşılamaz bir büyük kafeste
Aynadaki küskünlüğe bilinmez ne çare
Dönüp dolaşır benimde ah bu yalnızlık
Işıklar söndüğünde sözcükler tekrara düşer
Ay ışığının altında geçen geceler sadece hayallerimi süsler
Yıllanmış şarap gibi gözler saklanmış korkuları gizler
Solumdaki yabancı sen de mi küstün bu gece bana?
Silik heceler kırıklarla dolu yalancı kışa dönüşür
İki günün ayazı üçüncü güne veda
Takvimden eksilen yirmi yedinci yaprak
O yolun ortası veya sonu
Bilinmezlik noktası
Geleceğe dönüş?
Kış rüzgarları eser
Eser soğuğu kalbime çarpar
Bir yol iz giderim
Giderim ki bilinmez
Sana çarptığımda yalpalarım
Buruk bir gül büyür penceremin kenarında
Yabancılar volta atar gecenin karanlığında
Tanıdık bir yüz mü bu gördüğüm karşımda
Yıllara hapis yabancı mutluluklar solumda sağımda
Yarım bir düş sarar bedenimdeki sızıları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!