Gelecek hakkında konuştuk
İmkansızlıkların varlığından söz ettik epeyce
Her şey mümkün mü,
Yoksa benim zihnimde mi?
Uzunca düşündüm
Ne tür bir ızdırap bu yüce Tanrım
Hiç suçum olmadan sürekli günaha battım
Duvarlar bile konuşmuyor artık benimle
Korkularımla ben bir başıma kaldım
Güneşi vurur pencereme yalancı bir yazın
Ellerim uzanır, tutamaz
Kalbim istese dilim hemen susturur
Hayallerimde yaşayacaksın
Bir ağacın farklı iki yaprağıyız, diken olan kısmı ben
Belki özleyeceğiz bir gün
Bisiklet sürerken gün batımında
Battığında güneş ve çöktüğünde karanlık,
Issız bir şehrin ortasında kalmışım yapayalnız.
Uzun uzun düşünür de nedeni bulamam.
Anılar bir bıçak gibi saplanırken göğsüme,
Senden kalan son fotoğrafın ellerimde.
Bir damla yaş düşerse çehreme,
Öyle uzaktan
Bakıştık biraz
Onun elinde sigara
Ben o dumanda boğuldum
Soluk bir yüz, biraz da düşünceli
Aklında biri var belli
Ben bende bittim artık
Sensiz aklımda kocaman dünya
Zemheri zamanda uğrak bir parkta
Bitmesini istemediğim en derin duygularımla,
Cesaret edemediğim korkularla,
Sürüsününden uzaklaşmış bir kuş misali
Saksıdaki bir avuç çiçeğin suya olan arsızlığı nasıl çiğ tanesinin umuduyla beslenir bu kadar solukken
Sen benim çiğ tanem, umudum
Ben soluk bir çiçek arsızlığım sana
Gündoğumu, yepyeni bir hayat
Güneş olabildiğince aydınlık, ben eksik, isimler silinik
Bir kış masalı değil bu sonbaharın ta kendisi
Dökülen yapraklar esişir vaktin seherinde
Sivrildik en kırıldığımız yerden apansızın
Gör ki yalanlar korkuların en sahici güvencesi
Zehr-i azam gönlümün kırılan öte yarısı
Duvarlarla konuştum
Beni yanlış anlamadılar
Karanlıkla dost oldum gülmedi bana sahteden
Anlatacak çok şeyim vardı öyle yalnız kaldım ki
Güvenemedim başkasına bulamadım kimseyi
En büyük destekçisisi kendisiymiş insanın
Ellerimle besliyorum hüznün kuşlarını
Sarıyorum kalbimin dinmeyen yarasını
Uzaklarda geçmişin buruk hatıraları
Özümde tutsaklığın korkulu sanrısı
Esip geçiyor günümün alacalı saatleri



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!