Serpildi zümrüt sözlerin Rumî;
Dağıldı billur ayine.
İnlesin gece!
Nehirler boyunca ney…
Gümüşten kumaşlar dokur ay yine.
Ve Şems sevdalar tutuşturur;
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Necatigil'in şiirlerindeki geçmişe yönelme ve gelenekten yararlanabilme kaygısının izleri okunuyor bu şiirde.İmge yönünden oldukça güçlü; 'şem,kudüm,yanmak...' bunların hepsi oldukça güçlü ve geleneksel imgeler.
İşin en güzel yanı ve şiiri güzelleştiren o güçlü taraf da bu zaten.Geleneksel imgelerin modern şiirin imkanlarıyla yeniden neşv ü nema bulması.
Rumi, aklımda kalan ve kalacak şiirlerden.
Keşke ezberim güçlü olsa da ezberleyebilsem dediklerimden.
Saygılarımı arz ederim.
Allah kaleminize kuvvet versin...
Kıymetli arkadaşım Çağlayan, mansiyon ödülünüzden dolayı sizi kutlar, edebî çalışmalarınızda başarılar dilerim. Emirhan Ergüner / Hatay
Sayın Çağlayan;
çağlıyorsun, ama hangi çağlayan ? birde bizim çağlayanımız vardı .öyle bir çağladı gittiki vefasız dostlarını ,kader kardeşim ,dediklerini hep geride bıraktı gitti.
bir daha yüzü yüzümüze rastlamadı ,her neysede işte bir an insan umduğu için beklemekte hakkı sanırım...
baş sayfada ismini görünce dikkatimi çekti , içim bir an şöyle yumuşadı be abi nedendir bilmem . ama han gi çağlayan olursanız olun . ben bizim çağlayan olduğunuzdan eminim. bu gönül bu yürek bizimkinde var .
Selam ve saygılarımla
Mansiyonunuzu tebrik ediyor başarılarınızın daim olmasını diliyorum. FİEMANİLLAH.
Nuh Comba
Bu şiir daha önce yağmur dergisinde ve şiirceler.com da yayınlanmıştı. Yarışma şartnamesinde daha önce yayınlanmamış olması bir şart olarak ortaya konmuştu. Akla soru işaretleri getiriyor bu durum...
Şair arkadaşı yarıştığım şiir alanında aldığı dereceden dolayı tebrik ediyor ve bir şiirimle selamlıyorum.
Saygılar...
Hoşgör Kumkapılı Şıngırdak
Tıkır tıkır da tıkır tak
açılın... geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
bu ses var ya,bu ses
işte bu sese tav olur Kumka'nın gençleri
bütün gözler döner Apti'nin yokuşuna.
Bir altmış-bir altmışbeş boyunda
ela gözlü,doğuştan sürmeli
Beyoğlu kolyesi boynunda
saçları belinde,kahverengi
bir sağına bakınır,bir soluna
elleri pamuk renginde,kokulu kalem gibi
ellerini sorma
Allah düşürmesin ahına
vucut dersen o biçim,acı badem şekeri
bir hatun iner sahil yoluna
seke seke yürür,karıncalar yol verir
tıkır tıkır da tıkır tak
açılın...geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
indimi sahil yoluna,kahve rahat karışır
garsonlar,müşteriler taş koyar birbirine
sen misin Şıngırdağa yan bakan,,sandalyeler uçuşur
balıkçılar yanıktır,ahhh çeker iskelede
ağ'da duran balıklar hep denize kaçışır
Kumkapılı Şıngırdak sağa sola gülünce
yolda gezen gençlerin gözleri şaşılaşır....
tablo güzel anlatamam sizlere
görmeyen yabancılar,inanın aptallaşır
tıkır tıkır da tıkır tak
yanıma gelmez mi Kumkapılı Şıngırdak...
göz göze geldiğimizde şimşekler çaktı
bir güzel süzdü beni enine boyuna
Şıngırdak bu kolay mı,birden beynim karıştı
seyretmeye kalmadı doya doya,etrafımız o da ne
bir
baktım ki sarıldı,oğlum dedim kendini böylesine harcama
kaçırmıyor gözlerini,ben baktım o baktı
kız dedim sevdim seni,bende dedi,kekeledi
sonra girdi koluma en güzel gelin adayı
tıkır tıkır da tıkır tak
yürüdük yol boyunca,seyrettik Marmarayı
dedi adın nedir,dedim Gariban
dedi garipmisin,söyledim zaman zaman
dedim senin ki ne,dedi Şıngırdak
dedim niye böyle,sustu cevap vermedi
iki sigara yaktık,bir bana bir ona
oturduk mu sahil yolunda bir çürük taşa
ben çekerim, o çeker
Allah çektirmesin derdi rahmetli peder
Şıngırdak dertli kız be
evlenivermiş onbeşinde
aha bu,senin kocan
vermişler palabıyık Recebe
Recepten onbini alan
al demiş al,tepe tepe kullan...
bir sene,üç sene,beş sene
sabır tükenip dertler büyüyünce
bakmış ki boş yere üzülmekte
vurmuş tekmeyi fakir gönlüne
Recebin yazısı bu neylesin
üçüncü karısıda böyleymiş
boyun eğmiş Şıngırdağa
git demiş git Allah belanı versin.
Allah bu,kime ne vereceğini bilmiş tabi
fakirin gözyaşı kara deftere kara kara dökülmüş
ve tutmuş Şıngırdağın duası
altı ay sonra Palabıyık veremden ölmüş...
yirmibir de dul kalmak,hem de güzel olunca
iyi olmasa gerek.
yaşamak için sağa sola başvurmuş
oysa,evet oysa
böyle olmamak gerek kavonoz dipli dünyada
bilememiş Şıngırdak,bilememiş dedim ya
iyilik demiş,doğruluk demiş,namus demiş
demiş,demiş de ne halt etmiş
bir gece,hani o kapkara
karnının en aç olduğu gece
Beyoğlunda bilmem kimin evinde
yemekle içtiği sekizinci kadehte
evet,evet karnının doyduğu ve içkinin en nankör
en namussuz olduğu gece
herşeyini kaybetmiş...
yuhh...be yuh...olsun o biçim duygulara
bir insan böylemi düşecekti
böylemi esecekti mutluluk rüzgarı
hadi gelin,hadi gelin diyorum
zincir vuralım kötülüğe,kurtaralım Şıngırdağı
karalar sürmeyelim o güzel yüzüne
itmeyelim dar geçitli yollara
bağırmayalım arkasından''Orosbu''diye
bak işte,gör işte
bir tutam umut vardı ellerinde
yaşıyorum diyordu hiç olmazsa
ona göre ölmekmiş yaşamak...
ötede,evet ötede bir yerde
''yaşamak güzel şey be kardeşim''diyor şair
Şıngırdak kulak asmıyor böylelerine
yaşamak ya da yaşamamak,ikisi de bir başka güzeldi
ama en boktan gerçek,ortada durmak
Şıngırdak gibi...
bu şiir burada bitmiyor dostlar
ben hep,
kendi acılarımı anlatırdım.Ahmet,Mehmet,Ayşe örneği
oysa,
ne denli acılar varmış evren üstünde
görmek istemezdim,
ben,
sen,
o,
biz,
siz,
onlar,
Şıngırdağı ve nicelerini
BİLMEK İSTEMİYORLAR.....
İBRAHİM NECATİ GÜNAY
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta