Ruhumuzun Sevgilisine Şiiri - Şirkan Hatay

Şirkan Hatay
51

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ruhumuzun Sevgilisine

Ben de özledim seni efendim haddim olmasa da.
Ruhum huzuruna çıkmak ister mücrim olsa da.
Gül kokunu hissedebiliyorum duygularım paslansa da.
Pırıl pırıl simanı sezinliyorum vicdanım yaralansa da.

Efendim zaman mahsun, zamanın boynu buruk.
Vurulmuş insanlığın boynuna bir boyunduruk.
Gönüller çölleşmiş, ruhlarda büyük bir susuzluk.
Yüreklerde bir hissizlik, vicdanlarda yorgunluk.

Bize Müslüman diyorlar ama ya davranışlarımız?
Birbirimizin kurdu olmuşuz hem de en katıksız.
Cahiliyedeki hasımlarına denk çoğu sıfatımız.
Efendim! Böyle inanmış diyoruz hem de atalarımız.

Bakma Efendim, mümin gibi göründüğümüze.
Deli oluruz billah azıcık dokunulsa menfaatimize.
Sırtlan oluverir siretimiz, saldırırız kardeşimize.
Sus pus oluruz bir zarar dokunsa değerlerimize.

Ah Sultanım, ben de bu cemiyetin bir ferdiyim.
Nefsaniyetin azad kabul etmez bir kölesiyim.
Herkes gibi ben de alışkanlıklarımın bir esiriyim.
Heva ve hevesinin ardından koşan bir serseriyim.

Seni tanımayanlardan bahsetmek istemiyorum.
Mualla ruhuna huzursuzluk vereceğini biliyorum.
Lakin sıfatlarına bakıp onlara hep imreniyorum.
Kim cennete, kim cehenneme gider bilemiyorum.

Ah sultanım bıktım tezatlar içinde yaşamaktan.
Usandım dünyalıklar peşinden koşmaktan.
Nasıl da yoruldum tul-i emeller kurup durmaktan.
Bir el ver Sultanım kurtar beni bu bataklıktan.

Ah efendim, dizinin dibinde yetişen bir Ali olsaydım.
Canım pahasına yatağına bir de ben uzansaydım.
“Yok mu bir yiğit? ” dediğinde yerimden zıplasaydım.
Zülfikarımla meydanlarda arslanlar gibi çarpışsaydım.

Yok yok efendim, başını okşadığın bir Üsame olamaza mıydım?
Ya da bir mahalle çocuğu; Hasan’la Hüseyine’le oynayamaz mıydım?
Zübeyr bin Avvam gibi küçüklüğümle sana sahip çıkmaz mıydım?
Uhud da yaralanınca, Musab gibi yüzümü kumlarda saklayamaz mıydım?

Ne kadar isterdim Efendim İbni Cahş gibi uğrunda doğranmayı.
Seni korurken, Musab bin Umeyr gibi ağaçtan farksız budanmayı.
Enes bin Nadr gibi şehit olunca, ancak parmaklarımdan tanınmayı.
Yürüyemediğinde, Talha bin Ubeydullah gibi sırtımda seni taşımayı.

Akabede sana biat edenler arasında olmak ne güzel olurdu.
Mekkeliler seni reddederken, en büyük talih beni bulurdu.
Yesribe hicret ettiğinde, belki de evimde kalman nasib olurdu.
Ebu Eyyübün kalbi durmadı, belki de kalbim sevinçten dururdu.

Bağışla Efendim, ben kim onlardan bir nefer olmak kim…
Onlar elmas ruhluydu bense sıradan bir mücrim…
Vahşi’ye açtığın rahmetten kucağın tek ümidim.
İkrime’ye uzattığın şefkat elin benim de can simidim.

İyi simi minberinde bir kütük olayım yaslansan bana.
Firakınla odun kalbim canlanıp ağlasın ayrılığına.
Y a da mataranda suyun olsaydım da içsen kana kana.
Hücrei saadetinde bir mum da olur, erisem uğruna.

Ah Sultanım, çocukken bir seni bir de cenneti hayal ederdim.
Firdevste sana komşu edecek ameller yapacağım derdim.
Büyüdükçe başka hayaller, başka sevdalar yazıkki derledim.
Mal mülk, makam mansıb dünyalık oldu bütün derdim.

Bana düşmezdi Efendim, lakin ümmetimin durumu malum!
Çoğu benim gibi olsa da, vardır aramızda birkaç masum.
Tur elimizden, okşa ruhumuzu, bırakma bizi öylece mazlum.
Gülümsemen anam babam feda olsun, ben ve cocuğum.

Şirkan Hatay
Kayıt Tarihi : 3.9.2011 09:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şirkan Hatay