RUHLARIN GİZLİ GEÇİDİNDEN
Gece, omzuma çöken bir ağırlık değil artık;
senin adını saklayan eski bir harita gibi açılıyor karanlık.
Rüzgâr, saçlarının kayıp kokusunu taşırken
kaldırımlar kalbimin çatlaklarını ezberliyor.
Seni uzaktan sevmek,
suskun bir gölün kıyısında yanmayan bir feneri beklemek gibi;
ışığı yok ama yönü sen.
Yıldızlara ne zaman baksam
kuytu bir yerde yüzün kıpırdıyor.
Ve işte tam burada,
şehrin bana en yabancı, sana en benzeyen yerinde
içimde bir cümle diziliyor yavaşça:
“Bizi yan yana yürürken görmeli bu şehrin sokakları…”
Bu cümle, kaderin ağzından düşmüş bir dua gibi
içimin karanlık raflarında ışık arıyor.
Çünkü sen yokken bile
ayak sesin duyuluyor zamanın paslı merdivenlerinde.
Bir kapı gıcırtısında bile yüzünü görüyorum;
sesin, göğsümde sakladığım gizli bir harf gibi çoğalıyor.
Sen,
bir şehir kapısının ardında kalmış bahar kokusu gibisin;
ben yaklaştıkça uzaklaşan, uzaklaştıkça büyüyen.
Her adımımda
bana yeni bir sabır öğretiyorsun.
Biliyorum:
aynı gökyüzü altında iki ruh,
ne kadar ayrı düşse de birbirinin izini bulur.
Senin kalbinin attığı yerde
benim zamanım tutukluk yapıyor;
ben sustuğum yerde
senin nefesin kendine yol açıyor..
bütün şüphe taşları yerinden oynadığında,
kader kalemi ilk kez doğru çizdiğinde,
şehrin bütün ışıksız sokakları bizim adımlarımıza muhtaç kalacak.
İşte o gün,
arasıra içime gizlediğim o söz,
gerçek bir sabahın kapısına dönüşecek:
Bizi yan yana yürürken görmeli bu şehrin sokakları…
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 8.12.2025 03:52:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!