Ruh ve bedenin hikayesi

ruh bir ışık huzmesi gibi dal dal uçarken
özgürlük badesini etraflara saçarken

Rabbim ense kökünden tuttu bedene attı
sorumsuz uçan ruhu gövde ile donattı

ruh hapsoldu bedene yerini kabullendi
rüyalarda hürriyet gerçekte esir idi

farketti birer birer bindiği bineğini
öğrendi her uzvunu nasıl güdeceğini

alıştı yönettiği et kemik bineğine
tohum attı suladı ekti geleceğine

gün oldu beden onu yönetti yönlendirdi
gün oldu yüreğine düştü bedenin derdi

gün oldu çatıştılar kızdılar bağrıştılar
gün oldu süklüm büklüm oturup ağlaştılar

başka bedenlerdeki ruhlarla da tanıştı
kimi yerinde saydı kimi kendini aştı

ekserisi arkadaş aradı özümsedi
beden bedeni sevdi ruh mağrur gülümsedi

iki ruh iki beden sarmaş dolaş oldular
dünya denen gemiye ne bedenler doğdular

kimisi ayrılmaya getirdi dayandırdı
kimi bıktı bunaldı intihara kandırdı

bir kısmı ömür boyu bedene el sürmedi
bedeni kullanmayan ruhlara deli dendi

bazısı teskereye dek kurallara uydu
ruh bedeni dinledi beden ruhunu duydu

kimi hapishaneyi kendiyle berbat etti
hem kendini ve hem de geleceği tüketti

ve tükendi vadeler ayrılık vakti geldi
kısa mısaydı ama dünya yine güzeldi