Sabah üşüyordu kollarım, duvarlar buz kesiyorken.
Hevesli aşıkların kalktığı saatte uyanıyordum her gün.
Bir can pazarıydı.
Sabahın köründe koşturanlar arasında oynanan.
Kendi yerini bulmaya çalışan,
Kalabalıkların arasında yalnızlığını arayan, bir ömür.
Sabah üşüyordu ayaklarım, sular muslukta donarken.
Güneşin hafif ve ılık sıcaklığına uyanıyordum her gün.
Ardından, dağın yamacındaki karlar eriyordu, günbegün.
Ben, sana geliyordum yine sabahın en serin saatlerinde.
Oysa sen, çoktan yakmışsın kağıtları, bilmiyordum.
Ben yine de sana geliyordum.
Sessizce ve sensizce.
Sana gelince, sözlerim üşüyordu ansızın.
Gözlerindeki derin ve karanlık kuytularda.
Tutuyordun elimden bırakırcasına.
Uçurumun kenarından sana atlarken.
Bir ruh pazarıydı.
Gecenin karanlığında ağır yükleri sırtında taşıyan,
Yatacak bir yer arayıp da bulamayan,
Yalnızlıkların arasında kendisini arayan, bir ben.
Kayıt Tarihi : 26.10.2019 23:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
fizikciahmetinsiirleri.home.blog
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!