ROZA
Feleğin dişli çarkına düşmüş, kaderin utanmadığı
mevsimde mi doğdun ? ROZA
Can Roza, seni nasıl anlatsam.
Seni, senden dinlemek na mümkün.
Töre atına binmiş,yüreği kırbaçlanmış
Göz yaşını içine akıtmış güzel gözlü Roza.
Kaderin bir cilvesiydi ,kaderin unutmadığı
Kaderin utanmadığı zamanda acılarla yoğrulmuş sun......
Sana acı, ablana ölüm, ailene evlat acısı ......
Acılar paylaşılmış, düşman sevinmiş.
Ölüm ocağa düşmüş ,bir ateş gibi.
ROZA
O küçük bedenin nasıl taşıdı bu acıları.
Sen küçük, acın büyük, sabrın Eyub-i
İki dudak arasında onaylanmış ölüm
Ayça dudakların titrek, çırpınan ayaklar,korkunun tuzağı
Anlatılması çok zor Roza.
Hangi kardeş , senin yerine olmak isterdi ki.?
Hangi yürek taşıyabilirdi ki bu acıları?
Aşiretin güzel kızı Roza.
Aşiretin acı yüzü, Yaratanın güzel yüzü ROZA
Bu kadar sırrı nasıl taşıdın, küçük omuzlarında.
Omuzlarında sırların ağırlığı, huzursuz ve uykusuz geceler.
ROZA.
Yeşil gözün türbesine kimler secde etmedi ki...!
Uzun saçların zülfünü kimler okşamak istemedi ki......!
Konuşmak isteseydin,, titrek ayça dudaklarından
kim bilir ne sırlar dökülürdü................
Kadim şehrin güzel kızı ROZA.
Sende bu kadar acılar varken, bize ağlamak düşer.
Ömer Lütfü Kalender
Ömer Lütfü Kalender 2Kayıt Tarihi : 9.1.2018 21:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Töre
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!