-Sana neden inanayım tekrar? Neden affedeyim seni? Bana geçerli tek bir neden söyle.
-Çünkü seni seviyorum.
-Sen beni hep seviyordun güya. Hep sevecektin. Bırakıp gidiyordun ama seviyordun nasıl oluyor bu he? Ben ölüyordum sen görüyordun ama birşey yapmıyordun yine de seviyordun öyle mi? Bana açıkla bunu hadi.
-Ama..
-Ama aması yok bunun. Sus ve onca zaman içime attıklarımı dinle artık. Ben seni unutabilmek için değil sadece yokluğuna alışabilmek için ne zorluklar çektim sen biliyor musun? Anka kuşu nasıl ölüp diriliyorsa, öyle öldüm öyle dirildim sen aklıma her geldiğinde. Kimseciklere göstermedim, söylemedim öldüğümü gülerken. Onlar sadece gülüyorum sandılar, aynı zamanda parça parça ölürken. Lanet şarkılarımız vardı bizim, aylarca dinleyemedim. Aynı şarkıcıların hiçbir şarkısını dinleyemedim. Köpek gibi uykum olduğu geceler bile aklımda sen varsın diye kıvrandım durdum, hiçbir gece kafamı yastığa koyar koymaz uyuyamadım ben. Sen bilmedin, sen hiç duymadın. Beraber yürüğümüz yollardan bir daha asla geçmedim. Beraber gittiğimiz yerlere tekrar hiç gitmedim. Beraber kurduğumuz hayallerin hiç birini tek başıma yeniden inşa etmedim. Ortak arkadaşlarımız dediğimiz insanlara bir daha selam vermedim. Annene bir daha anne diyemedi dilim. Ayrılığın hakkını verdim, haketmediğim kadar acı çektim. Seni aramamak için bütün gücümü tükettiğim anlar oldu. Ağladım ben. Biliyorsun ya sigara içerken ağlamazdım, sigara içerken de ağladım. Sana alkol kullanma diye kızarken aylarca kafam ayık gezmedim. Ayık kafayla yokluğunla baş edemedim. Odamın penceresini açıp içeri güneşin girmesine bile izin vermedim, sen girmezken. Çift kişilik yatağımızda tek yatamadığımdan yerde yattım aylarca. Bana aldığın hiçbir şeyi çıkaramadım üzerimden; kolyeyi, yüzüğü, kahverengi hırkayı, krem rengi elbiseyi.. Yılların verdiği alışkanlıkla koluna yatmaya alıştığım için yastığı yadırgadım bir süre, uzunca. Sen bunlar ne demek biliyor musun? Nasıl öldüğümü anlaya biliyor musun her nefes alışımda? Sensiz uyandığım her gün nasıl bir işkenceye dönüştü, her günüm nasıl zehire döndü, seni onca zaman beklemişken ve sen hiç dönmemişken senden nefret etmeye çalışıp, başaramayıp, başaramadığım her gün hasrete biraz daha batıp ölememek nasıl birşeydi, kavraya biliyor musun? Bir 'Seni seviyorum' yetmez şimdi, bütün bunları unutturmaya. Ben seni de unutmadım yaşadıklarımı da, yaşattıklarını da. Hadi toparlanıp git artık. Kolaysa sen unutmaya başla..
-Haklısın..
-Haklılığımı sikeyim, haklı olmak bir boka yarasa keşke. Haklı olan sen olsaydın da bu yükün altında sen ezilseydin. Senin belin bükülseydi, senin kalbin kırılsaydı, sen utansaydın, senin yüzün yerden kalkmasaydı. Senin elinden alınsaydı herşeyin.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta