Hiçbir şeyin önemi olmalı.Çekip gidenin,yeni gelenin,bekleyipte dönmeyenin,seviyor gibi yapanın,hiçbir şey bilmezken nutuk çekenin,sen üzgünken başkasıyla gülenin,yanındayım deyip yarı yolda bırakanın,Onca şey anlatmışken,boşver deyip derdine dert ekleyenin,umursamayanın,acı çektirenin,uykunu bölenlerin,seni anlamayanın,senin için duayı çok görenin,arayıp sormayanın,seni düşünmeyenlerin ve nicelerin..
Farklı gelir bazıları gözüne,mutlu eder,sohbet eder,seninle birlikte hayal eder,sever..Sonra seni senden eder gider.
Şunu bilmelisiniz önce,
Herkes aynı şeyleri yaşar,yaşatır,farklı gelsede kimi insan gözüne.
Sorarım sizlere neden tüm bunları yaşayacağımızı bilipte,alışamıyoruz.Terkediliyoruz,terkedildikten sonra başka duyguları terkediyoruz.Ve aynı şeyleri yaşıyoruz.
Aşk ihtiyaçtır;
Onun yanında olması ihtiyacı,
Gülüşünü görme, sesini duyma,
Bunlar olmasa bile rüyanda görme ihtiyacıdır aşk,
Sevgi, hüzün, özlem, acı, yalnızlık, yorgunluktur.
Ruhun ihtiyacıdır yani aşk.
Yokluk nedir sevgilim?
Yokluk, olan bir şeyin olmayışını mı çekmek?
Yoksa, olmayan bir şeyin olmayışını mı çekmek?
Yokluk sendin,sen ikisiydin de.
Evrende varsın, ama olmayışını çekiyorum,
Hayatımda hiçbir zaman olmadın,olmayışını çekiyorum,
Üzülmem artık, gittiğin için.
Saniyeler dakikalaşıyor,dakikalar,saatleşiyor.
Zaman geçiyor.
Mevsimler değişiyor.
Yazın yerini sonbahar,sonbaharın yerini kış alıyor.
Her gün,başka birinin yokluğunu yaşıyorum.
Tamam kabul sizde de kalp var.Lâkin bunun övünülecek bir tarafı yok, onu sevmek için kullanmıyorsanız,sevgi adına bir şeyler yapmıyorsanız övülecek bir tarafı yok.Allah herkese kalp verdi,o kalp yaşadığımız müddetçe atacak..Ama sizler kalbi sadece nefes almanın belirtisi olarak görüyorsunuz. Biz o kalple seviyoruz,kırılıyoruz,huzur buluyoruz,yolculuğa çıkıyoruz,özlüyoruz. Hatta yeri geldimi o kalple düşünüyoruz.
Sevdiklerimiz burnumuzda tütünce,yangını kalbimizde oluyor.
Kalp bu kalp işte biz kalple herşeyi yaşıyoruz.
Sizler kalbinizi,kimsenin ulaşamayacağı yere saklamışsınız,kim bilir belki sizin bile bulamayacağınız bir yere. Onu sevgi için kullanmadınız. Kalp nerede bulunur dersem korkarım onun nerede olduğunu bulamayacaksınız.Sizlere beyin verildi, onu hakkıyla kullanıp,kalp neyi yaşar bari onu anlayınız.
Yaşayamadığım çok şey var, bunların içinde yarım kalanları da eklersek sadece bir nefes alıştan ibaret yaşantım.
Yarım kalan çok şey var hayatımda, başta ben olmak üzere mutluluğum,huzurum, hatta yalnızlığım.
Ah şu insanoğlu yaşamaya çalıştıklarını kursağında bırakır.. Mutluluğu geçtim,yalnızlığımla alıp veremedikleri ne diye düşünüyorum. Cevapsız sorular soruyorum,biliyorum. Gel gitler yaşatanlardı hep duygularımızı yarım bırakanlar. Biliyorum etrafımda benimle aynı duyguları yaşayan çok. Bizim gibilerin yarım kalmayan tek şeyi var, kursağımızda bırakılmayan tek şey var o da gam.
İşte o şey kursağımızda kalmayıp direk mideye düşecek malesef. Esas gamımızı ise ölünce göreceğiz bu gidişle.
Yalnızlığı bence çok pişen bir yemeğe benzetebiliriz.
Kimileri,çok pişen bir yemeği zevkle yer çünkü öyle seviyordur, kimileri için o yemek gözlerinde çok pişmiş değilde, dibi tutmuş bir yemek gibidir, tahammül edilemez,rahatsız edici,kusma noktasına getirecek derecede,kimileri için ise tadı fena sayılmaz,şükür sebebidir. Bazılarımız bunlardan birini mutlaka yaşamıştır,çünkü herkesin yalnız kaldığı bir zaman dilimi vardır.Bazılarımız ise hepsini yaşamıştır.
Mesela, o hayatınıza girmeden önce yalnızlık sevdiğiniz bir şeydir,etraftaki kalabalığın arasında olmaktan çok tek başına olmayı seviyorsunuz.Fakat o girdikten sona bunca zaman yalnızlığa nasıl tahammül edebilmişim düşüncesine kapılırsınız. Ve sonra bir zaman gelir, o hayatınızdan çıkar,
kalbinizde,hayatınızda büyüttüğünüz insan, sevgili sıfatının yanından geçemeyecek insanın hayatınızdan çıktığı için şükredersiniz.
Bana kalırsa,yalnızlık iyidir, sevdiklerin yanında olmasına gerek yok, kalbinde olmaları en iyisidir. Zamanla hayal kırıklığına uğrayıp,kırılmaktan çok iyidir.
İçimde ona ait bir şeyler var ne olduğunu henüz bilemediğim.
Varlığında kalbim ısınıyor,
Yokluğunda ise kimseyle konuşmak istemiyorum.
Onun yokluğu derin derin düşünmeme sebep olurken,etrafımdaki kalabalıktan kaçıyordum.
Açıkçası yokluğunu bile seviyordum,çünkü ondan ibaretti.
İçimde olanlar geçici hisler miydi?
El'leri çek at hayatından demiştim,
O ellerini benden çekti,
İç çektim,
Acı çektim,
Sonra el çektim bu sevdadan,
Sen de özlüyor gibi oluyorsun biliyorum, bazen nefes aldığında beni hatırlıyorsun, ve nefesini geri vermekte zorlanıyorsun, belki de gece uyumadan önce beni düşünüyorsun, aklına yaşadığımız değil de yaşayamadığımız şeyler gelince yutkunuyorsun, hafızanda ki "ben" düşüncesi senin yalnız kaldığını hatırlatıyor, sonra uyuyorsun rüyanda beni görüyorsun, şuan yanında olmayan ben, rüyanda senin yanında oluyor, her güzel şeyin sonu olduğunu gibi rüyanında sonu geliyor ve uyanıyorsun gecenin bir yarısı, sabahın olmasını dört gözle bekliyorsun fakat sabahlar beni aklından çıkarmaya yetmiyor, sabah oluyor, dışarı çıkıp geziyorsun,bir ses duyup, o sesi benim sesime benzetiyorsun, benim sana söylediğim sözü başkalarından duyuyorsun bizim geçtiğimiz yollarda geçiyorsun ve işkence gibi geliyor kalabalığın arasında bensiz soluk almak, biliyorum sen de " özlüyor gibi " oluyorsun, ve sadece özlemekle kalıyorsun çünkü hala gelmiyorsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!