İstanbul’da yaşıyorum
Bu elli ikinci yılım
Atatürk Köprüsü’nde Avrasya Maratonu’ndayım
Çevreme bakıyorum, bu şehre sevdalıyım
Bakarken hayale dalıyorum:
Hayır hayır kesinlikle korkmuyorum;
Zaten niye korkayım ki ölümden?
Korktuğum bambaşka bir şey,
Yok, aslında bambaşka da değil
Birçok insan korkuyor aynı şeyden;
Ayrılmak istemiyorlar; güzelliklerden
Bir yer olmalı diyorum; neresi bilmiyorum
Belki de var öyle bir yer şu an; Sen’in bildiğin…
Tenha ya da değil fark etmez;
Nasılsa görmeyeceğim Sen’den başkasını…
Orada olmak ve Sen’i dinlemek istiyorum
Başın omzumda, hiç sözünü kesmeden…
Hep böyle olur;
Hazanın bittiği günün sabahı
Sanki biri seslenir bana;
“Haydi bu yıl da yırttın, tükendi sonbahar!”
Severim yirmi bir aralıkları,
Yüreğim umut dolar;
Hayal bu ya!
Baş başa bir akşam yemeği
Yesek diyorum;
Hani uzansak Beyoğlu’na;
Balık Pazarı’na girip geçsek Çiçek Pasajı’na oradan…
İlk saatler heyecanlı
İlk günler yalın ve
İlk ilişkiler düzgün olur…
Sonra çıkar gerçekler ortaya;
Aslında tabii öyle değil,
Gerçekler ortadadır da,
Taşının altın,
Toprağının gayrimenkul
Paranın pul,
Kiminin Tanrı’ya
Kiminin kula
Kul olduğu İstanbul
Her karşılaşmamızda aynı şey oluyor;
Dilim tutuluyor güzelliği karşısında
Yutkunuyor, konuşamıyorum
Ve anlatabilmek için duygularımı
Kâğıda kaleme sarılıyorum
Okusun diye yazdıklarımı O’na sunuyorum
Film bitti,
Şimdi perdede isimler akıyor
Artistler, müzisyenler, ışıkçılar, dublörler
Velhasıl bu esere emek veren bireyler
Fonda muhteşem bir müzik…
Ve o zavallı faniler bunları izlemeden
Sanki başka bir işim yokmuş gibi
Yaşamı tartıyorum zaman zaman;
Kefenin bir tarafında olaylar,
Diğer tarafında, acı ya da tatlı duygular…
Bazen tatlı bulamıyorum dengeyi sağlamaya,
Bazen de dengeliyorum acıları küçücük tatlılarla…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!