Mercimek dalına astım tüfeği
Gölgesine yattım bu da mı yalan
Toz duman içinde gördüm şafağı
Horoz gibi öttüm bu da mı yalan
Bülbüller öterken bırakıp gittim
Tavada yağ gibi eridim bittim
Sarılıp sevdayla seğirtip yettim
Ne acılar tattım bu da mı yalan
Kavakta görünce sordum balığa
Yükleyip göndermiş malı gölüğe
Selâm saldı başta duran alığa
Dillerimi yuttum bu da mı yalan
Kahraman sayıldı halkımı bölen
Gizli kuyu kazdı yüzüme gülen
Boş boşuna öldü binlerce ölen
Sürü gibi güttüm bu da mı yalan
Sineğe mucuğa yaptırdım palan
Yağlayıp yüzledim gevşedi kolan
Haşarat hamamda yapınca şölen
Birkaç lokma attım bu da mı yalan
Örümcek kıskandı bu ağı dalan
Ormanı köküyle yutuyor falan
Def çalıp oynadı ardından gelen
Size neler ettim bu da mı yalan
Kılıç gölgesinde yapılır talan
Fişlenip dışlanır göz yaşı silen
Lâfı güzaf olur geriye kalan
Bu ülkeyi sattım bu da mı yalan
Bekçiyi besliyor bostanı yolan
Kurtulur belâdan dayısı olan
Yırtıyor paçayı prf.’u bulan
Oynamadan uttum bu da mı yalan
Savcıyı görünce savuşur çalan
Doğuştan ruhsatlı parsayı alan
Getirir keloğlan pişirir bilen
İblislere çattım bu da mı yalan
Hâkim oldum etti davacı nâlân
Berat hükmü aldı gönlümü çelen
Muhsin azgın fili yuttu bir yılan
Yılanlara battım bu da mı yalan
Kayıt Tarihi : 17.12.2006 13:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!