1990 model revolverini alnımın hizasından indirip yüzüme baktı. Sadece dudakları titriyordu ve ruju hala tazeydi.Üzerinde kahverengi deri bir ceket ve ona evlatlık eden beyaz spor bir atlet vardı ve bunlara buz mavisi bir jean babalık ediyordu...
Yavaşça yanına yaklaşıp tabancasını elinden aldım.Turkuaz renkli ojesi işaret parmağından tetiğin korumalığına bulaşmıştı.Ağlamaya başladı titreyen dudaklarıyla.Olduğu yere çöktükten sonra yanaklarında göletler oluşmaya başladı ve ben göz yaşı tanrıçası ile tanıştım o an...
İkimizde sustuk birkaç asır...Sonra;
-Neden,
-Neden vurmadın?
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta