denize vuruyoruz
denizin sundurmasında iki gölge
iki gölge sallanır ağacında
denize vuruyoruz
evini soran iki ıslık olarak
her ıslık bulur evini
her biri kendi kayasında
denize vuruyoruz
sesimizi sandala çekiyor balıkçılar
bir yunusun gülüşünde direnir sesim
sesim ağlamaya direnmez beni avutma
denize vuruyoruz
özgürlük sadece şarkıdır
şarkıları genç turnalara bırak
güzel avazlara bırak geniş çayırları
son güneşin içindeyiz
denize vuruyoruz
kimse suçluluk duymadan
gideceği yolu anımsamaz beni avutma
kızıl kestanelerin üzerinden bak
ayın dilinde sırlarımız
kırmızı mercanların
beyaz kadırgaların üzerinden bak
gençliğimiz orada
gecelerimizi tanıyan körfeze bak
bizi düşünür gençliğimiz
gençlik kimseyi düşünmez
kendi ihtiyarlığını bile beni avutma
denizin sundurmasında oyalanır
sevişir susar iki yabancı gölge
her gölge kendi eylemine düşer
kendi ışığına küser her gölge
denize vuruyoruz
kırmızı mercanlar beyaz kadırgalar
gecemizi tanıyan körfezler arasında
aşkın sırları var
dolunayın yeni yüzü var beni avutma
denize vuruyoruz
tek ada var tek ağaç
tek hazine sandığımız
öptük kokladık gömdük birbirimizi
zamanın dudakları değdikçe silinen yazıya
eski bir haritaya gizli bir bölmeye bıraktık aşkı
sessizlikle sevişmek
karanlıkla anlaşmak değildir beni avutma
yeniden dökülen birkaç damlayız
sesimizi sandala çekiyor balıkçılar
rüzgar gül çevirse ağlayan sesimizi
aşk annemizdi düşürdü bizi
kanat alıştırıyoruz dağlara doğru
Kayıt Tarihi : 3.8.2007 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
böylesi sevdalar,
böylesi sevişmeler
nasıl özlemez insan seni
iç
yalnızlığın aydınlığa olan iştiyakı,
Varoluşun deruni ukdesini yüreğinin içinde ay ışığına döndürmüş bir faninin yürek ışığını tabiatın kovuklarına salıverme isteği..
Şiir benim betimlemelerimden çok ama çok güzel
Samimi tebriklerimle
Revnaklar denize vurduruluyor.
Hayır o revnak denizle vurularak ölmüyor, revnak mavi suya bağışlanıyor, mavi su ki, deniz, deniz ki, revnağın bin türlüsünün saklandığı ve hayat bulduğu yerdir. Revnak her nesnesin taşıdığı ruhsal ışıktır. İkindi gölgelerinde, ağaç kımıldamalarında revnakların neşe ve sevinç veren özelliği bulunmaktadır. Revnağı basit göz farketmez, gönülle bilenmiş öteki göz ondan güç alır. Bir seste bir haykırışta, bir ıslıkta, salıverildiği yere ulaşan ıslığın beyazlığında kalbe iyi gelen yönü vardır.
Denizde sandal yol alırken, sesler sandaldan yayılırken, hatta oynaşan bir yunusun her hareketinde, frenlenen buruklukta, önlenemeyen gözyaşında bile bir parlak desen...
Işık yansıtan kızıl kestanelerin üzerinden bakarsın, ayın varlığında saklı sırları saklarsın.
Kırmızı mercandan, bir eski savaş gemisinden bakarsın, revnağında gençliğin film karesi gibi düşer, körfeze baktığında körfez olduğu gibi ışıkla ve köpükle hayatın revnağı.
Işık ve gölge. Günde varolanın izdüşümü. Revnak. Karanlıkla anlaşmak olası değil. Ters düşer. Damla damla dökülmek var. Rüzgar revnaktan etkilenir, ışığın kimyasıyla gül türetir.
Suda, denizde, uçarak gidilen dağda. Güneş batsa da, akşamında ay var. Işığında sırları.
Revnağın.
Revnakta kilitlenmiş varoluşun şimşeği.
TÜM YORUMLAR (11)