Yaşamın sarmalında
Ne kedersiz kaldım ne de gamsız.
Sapına kadar yaşadım
Sevdaları da, ihaneti de.
Bir bakışta tanırım; adam gibi adamı.
Bir bakışta...
Sen, ilk sessin söylenen her sözdesin,
Bir ışıksın bakan her gözdesin.
Sen, gece karanlığındaki kutup yıldızısın,
Ayrılıkların yüreklerde bıraktığı sızısın.
Yüreğini al yanına,
Yürü...
Gece karanlığında bir dağ başına
Ya da bir deniz kıyısına
Derince solu
Özgürlük kokan temiz havayı.
Yürü!
Başın dik, alnın açık.
Fırtına öncesi sessizliktir yaşadığımız
Korku dağlarında dolaşsak da.
Aydınlığa gebedir her karanlık...
Gecelerde, ayışığına sor beni
Anlatsın sana:
Bir yürek, nasıl bin yürek olur.
Yağmur, nasıl yağar,
Kar üşütür, ayaz nasıl yakar,
Bir damla su nasıl sel olur, çağlar?
Dağların ıssızlığında
Yalnızlığın kol gezdiği yollardan geldim
Umut diye yediğimiz /yedirilen binlerce yalanın
Gözlerimiz içine bakılarak
Beşibiryerdelik edasıyla sunulduğu
Payitahtlara!
Ben öğretmenim,
Her sabah umut tohumları ekerim
Gelecekle çarpan
Minicik taptaze yüreklere.
Önce gözlerde buluşuruz,
geceleri,
yıldızları var diye...
yıldızları,
sana benzedikleri için sevdim...
seni?
seni sevmem için...
Gecenin yalnızlığında,
Gökyüzündeki yıldızlarla hayatı paylaştığında
Görebiliyorsan en solgun yıldızda
Hayatın tüm renklerini,
Buluyorsan kendini bir sevda deryasında
Buluyorsan umutlarını
Elimi attığım her taşın altında
Hokkabazlık
Düzenbazlık
Aymazlık…
Çekip çıkarıyorum taşın altından elimi;
Avuçlarımda




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!