Gözlerinde hüzün gördüm bu gece
Nemliydi gözlerin, saklıyordun gözyaşlarını
Belliydi ağlamıştın yine
Ellerin göğsündeydi, yüreğinin üstünde
Yüreğinde ki yarayı ellerinle saklamaya çalışıyordun
Ama gözlerin ele veriyordu yüreğindeki yarayı
Ben seni
Güllerin saf beyazlığında,
Pembeliğinin zerafetinde,
Kırmızısının tutkunluğunda
Mehtapsız gecenin soğuk ayazında
Yüreğinin sıcaklığını hissederek sevdim
Atatürk İlke ve inkılapları doğrultusunda çalışan ve ülkemin her köşesine aydınlık ışıklarını yayan değerli öğretmenlerimize İthafen
Ben aydınlıkların adamıyım,
Güneşin ferdi
Geleceğin temel taşlarını atan
Eğitimin adsız neferiyim
Unutulmaz destandır Çanakkale zaferi
Koskocaman bir devdi yüzen boğazdaki
Çelikten zırhlar giyinmiş gemiler, dev toplar
Namlular doğrulmuş hınçla hasımane
Gülleler yağıyordu birbiri üstüne
Kurşunların haddi var hesabı yoktu
Gözlerin çok şey anlattı
Kelimelerin yetersiz kaldığı anları
Sustuğun zamanları
Mahzundu gözlerin
Ve sevdalıydı
Güneş tepelerin ardından
Biten bir güne
Son kızıllığını salarken
Sende hayallerime
Güneşin kızıllığı arasından
Son ışıklarını saçıyorsun
O, Samsundan Anadolu’ya doğan bir güneştir,
O, karanlıkları, cehaleti yok ederek aydınlığı saçan Mustafa Kemaldir,
O, Çanakkale de ‘’Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.” emriyle savaşın ve tarihin seyrini değiştiren,
Bazı anlar vardır
Sözler biter
Dudaklar kapanır
Dil susar
O anlar
Kelimelerin bittiği andır
Tarih Ondokuz Mayıs Bindokuzyüzondokuz
Samsun’dan Anadoluya bir güneş doğuyor
Bandırma vapurundan bir kahraman bakıyor
Sarı saçlarıyla güneşe meydan okuyor
Tarih Ondokuz Mayıs Bindokuzyüzondokuz
Mehtabın ışıltısı altında
Dalıyorum gecenin derinliğine
Hayalin vuruyor karanlığın içinde
Hasretliğin siyah yüzüne
Gözlerim hayalinle rüya âleminde
şiirlerini tesadüf eseri gördüm bir kısmını okudum çok güzel şiir yazdığını bilmiyordum bunları okumak bir harika yarın yine okurum hoşca kal.ablan seni çok seviyorum.