Dile kolay kaç yangınlar gördü bu gönül,
Yardan ayrı yürek yandı nafile.
Şem i pervaneye döndü bu gönül,
Gönül yandı ömür geçti ah ile..
Ömür geçti sevda kaldı gönül telinde,
Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Dağılan şarapnel parçaları arasında koşmak
ve ölümün kıyısında kan rengi bir hayatı kovalamak..
Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Oyuncak bir bebeğin hayali süsler düşlerimi
Yönünü dönmüş semaya
Işığı vurmuş deryaya
Lahza ki bir titreyiş
Dünya herc ü merc olmuş
Işığının ihalesi avuçlarında
Zaman bir Afitab olmuş..
Güneşin rengi sinince toprağa
Suyun deli mavisi gülümsemiş aya
Ayın halesi açmış kapısını
Azad etmiş yüreği masal bu ya
Çiçeğin buluta nazı geçince
Ateş rengi sular semaya döndü yüzünü..
Ağlamaklı..
Şafak perde perde kızıllaşmakta..
Şairsiz alemin gezinen ruhları,
Avuçları semada aralıksız yakarışta..
Mehtabın parıltısı havzın yüzüne vurmuş..
Düştüm
Bir gece uykuna düştüm
Yıldızına kapıldım
Saçlarına üşüştüm
Düştüm
Ansızın toprağa düştüm
Ayın suya düştüğü yerden
Açıyor gümüş çiçekler
Asıldıkça küreğe
Yayılıyor tuzlu kokuları,
Ağlarda çırpınan istavritler
Bozar gecenin mahremini
Karantina yalnızlıklarda
Tekillenmiş kalabalıklar gizli
Hüzne müptela nemli bakışlarda
Yarım kalan tebessümler sisli
Temmuz ayazında yalınayak
Ağustos serinliğinde,
Yitik uykular biriktirdim,
Deniz kıyılarında gezinir düşlerim, Yorgun tebessümler işlenir,
İpek mendil oyalarına,
Kurumuş avuç içlerim
Temmuz çıkmazında...
Ekimin hüzün perdeleri
Çekilirken arzıma
Mayıs besteleri tutulur dilime
Yakamozlar yapışır eteklerime
Çocuk izlerimden yürürüm
Dünümden bugünüme



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!