Gül yüzüne ırmak ırmak
Dökülen saçlar nazlıdır
Yeter onu bir kez görmek
Onu gören göz şanslıdır
Gönül dinlemez zamanı
Rüyalara girer bazı
Yüksek sütunlara bağlı yüksek kubbeler
İmanın arzdaki delilleriymiş
Onu gören müminin gönlü şenlenir
Günde beş vakit hasret giderirlermiş
Muhammedi mesajlar çiçekteymiş o yıllar
Mazide unutulmaz anılar kaldı
Çağırsam geriye dönerler mi ki?
Nenem ayağında beni sallardı
İstesem yeniden sallayabilir mı ki?
Kerpiç evde yanan teneke soba
NEDEN GİTTİN SEVGİLİM?
Artık imkânsızı çağrıştırıyor adın
Öfke kapladı düşüncelerimi
Uzaklarda olsan da hayalin hep yanımda geziyor
Adımlarımı paylaşıyor adımların
Ey ruhum nasıl duruyorsun tende
Bir vefasız vuruş, binlerce inkisarla
Sonsuzluğa açılan o temiz gönül yuvan
Labirente döndü hücre içinde hücre
Nasıl soluk alınır şu maddeci dünyada
El aman el aman
Bülbülün kanadı kırılmış uçarken
Zalım boran
Yere çalan
Bulutlar okşar mı yine başını?
Rüziğarlar tarar mı saçlarını?
Kucaklar mı masmavi gökyüzü?
Hep hasretten koşardım sarılsam diye sana
Anlatırdım derdimi bir sen anlardın anne
Yollar bitmek bilmezdi kavuşana dek sana
İzlerini kaybettim nerelerdesin anne
Oğlum dedikçe ağzın şefkat beni bürürdü
Bir ışık ararım karanlık gecelerde
Yeisin güneşleri batırdığı demlerde
Işıklı sokaklar içimi ışıldatmaz
Çıkıversem dağlara, içim dağlara sığmaz
Bu halin adı ne, bu ızdırap nedendir
Özlemin kor oldu dudaklarımda
Dertli dertli çalan kaval sesimdir
Bir taşınmaz sırra olmuşken hamal
Lal dilli ney, ney nefesimdir
Yalnızlığın dile geldiği beste
Seni anlatıyor şiirlerim
Hislerimi döktüğüm kalem utandı, yeter!
Yeter sensizliğin bağrımda kırdığı dallar
Yokluğunu düşünmek ölümden beter
Ya sen gel vuslatı tadayım ayrılık bitsin
Yada gir rüyalarıma bari ümidim gülsün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!