Dünyaya gel dimi bilmem böylesi
yürek sular gibi akıyor dostlar
Masum bakışıyla anne demesi
İnsanı bir yana yıkıyor dostlar
Akşam oluşunda yolun gözleriz
Özümüzü aldılar
Bizi meçhule saldılar
Aradı kılıf buldular
O Avrupa o Avrupa
Sıkışınca gel dediler
Gül verdim diken saydılar
Söz verdim eken saydılar
Bal verdim şikâr saydılar
Çiçekten saymadı beni
Oynadım her bir telde
Satan Dost
Dostluğundan şüphem yoktu
Hile katmaya başladı
Sana ilgim sevdam çoktu
Yalan atmaya başladı
Hoş geldin güzelim Sivas iline
Seninle güllerim açıyor sanki
Bütün cihan seni almış diline
Gönlüm kanatlanıp uçuyor sanki
Bir hilale benzer ince kaşların
Duygularım sele döndü sevdiğim
Sensizliğin ne olduğunu anladım
Rüyalarım gerçek oldu sevdiğim
Güzelliğin ne olduğunu anladım
Yaşatın tellerle bana bu aşkını
Namusu iffeti arı bilmeyen
Hayadan imandan uzaktır bilin
Anayı babayı varı bilmeyen
Amandan zamandan uzaktır bilin
Yaşar dünyasını görmez önünü
Güz gelince geçim derdi çoğalır
bir gün gerçek olmazdüşü sivas ın
İnsanı işsizdir gurbeti dolanır
Zorluklarla geçer kışı sıvas ın
Eylülün sonunda soba kurulur
Sevdiğim kimseye yerinme diye
Gülistandan güller saldım olmadı
Benden başkasına görünme diye
Kutnu ile kumaş saldım olmadı
Gönlü yüce sevdasından zorundan
Memleket yurdumdan uzakta kaldım
Şu benim derdimi dinle efendim
Kendimi bilmedim meçhule saldım
Şu derdimi mesuda erdir efendim
Yaralarım göz göz oldu sızılar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!