Bir değil, beş değil... Nerden başlasam.
Anlatamam Üstadım, fena bu Hasan.
Ebabil kuşları gibi taşlasam.
Başın altına tutar, pervasız Hasan.
Sahi! Sen bırakıp, giderken O'nu.
Ah be Üstad! Sen bu elden gideli,
Asil azdı, tuz koktu, örneği Hasan.
Davarı, eşeği elden çıkardı,
Ata yurdu bıraktı, göç etti Hasan.
Peşinden ilk önce, köyün gençleri,
Ne güzel bir şehirsin,
Mazluma, yâr Adana.
Yeşil mavi içiçe,
Şükredek Yaradana.
Recep Yetiş
Ömür denen kaderdir, Allah'ım hayırlı yaz.
Günler haftalar derken, geçti gitti, bahar yaz.
Daha dün anam beni, kuzum diye severdi,
Benim kuzum büyüdü, saçlar oldu bembeyaz.
Recep Yetiş
Ecel teri, Yar! akan,
Her tarafta yara, kan.
Biter elbet bu zulüm.
Sabır et ey Arakan.
Recep Yetiş
Bir adı gibi Yılmaz.
Yiğit adam Fırat'tı.
Bizim ki si bir damla,
Onun gönlü Fırat'tı.
Kalbi ülkü saçığı,
Bir gece ansızın, sabaha doğru.
Gelecek bu kutlu, kahraman ordu.
Diren ha Kerkük'üm az daha diren.
Bu toprakta vefalı çok ana dolu.
Yıllardır ırakta öylece durdu.
Kaçınılmaz bir son var,
Alna yazılmış yazı.
Görünce eyvah dedim,
Sakalım da beyazı.
Hayat, bana dört mevsim,
Bir köpek ki sormayın! başlara bela,
Taşla taşla gitmiyor, yüzsüz bu fino.
Otuz santim boyuyla, çete kurarak,
Sürüye kurt getirdi, hain bu fino.
Acıkmıştı et verdim, birden hırladı.
Bir Cuma gecesinde,
Bekleyenler var bizi.
Arslan girmiş İdlib'e,
Allah korusun sizi.
Recep Yetiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!