Sana yazıyorum, farkında mısın…
Gülmeyi unuttuğumu düşündüğün günlerde
yazıyorum sana.
Köşe başlarında, cam kenarlarında,
elleri soğuktan titreyen o suskun çocuk
yazıyor, farkında mısın…
çok var ki hatırlarım bu deniz kıyıları
seyrederdim uzaktan, masmavi dalgaları
çok var ki özlemişim dalyanların sesini
bu sahilde çok çektim poyrazın nefesini
ya şu banklar, ağaçlar, balıkçı tekneleri
bir şeyler hatırlatır, şu dağın etekleri;
N e düşünürsün bilmem
U fka takılan gözler
R evzen gülleri gibi
C anımı yakan gözler
İ âne bekler iken
Kalbinden taşıyorum
Öyle dolu ki
Yerim yok,
yurdum yok
Ayak, ayak üstüne
basıyorum.
susmalısın...
ay gibi,
yarım ağız,
söyleyeceksen,
sözlerini;
Asıl garibanlık bizimkisi;
damsız giremeyiz bir yere
Bulamayız sağda-solda
ne kolumuza girecek kız,
ne tanıdık çehre.
Birazcık seni düşündüm bugün
Deniz gözlerini öptüm birazcık
Seni bekleyipte, gelmediğin gün
Geçmişe döndürdü, daldım birazcık...
Ne sebep oldu, çekip gitmene
Bir eylül dalında
İki kuru yaprağız karakışa gebe
Ne sert rüzgâra kanmışım
Ne yağmura aldanmışım
Menzil, bir kuru gövdede yaşamaksa
Sonuna kadar varmışım
Taşında ve toprağında
Emeğin var Vanlıoğlu
Çiçeğinde yaprağında
Emeğin var Vanlıoğlu
Cami, dernek, kuran kursu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!