Çok aşklar eskittik
Rüzgar gibi geçerek
Yağmur kokan yapışkan havalarda
İstemesek de iğreti insanları olduk
İğreti dünyaların
Kördüğümler gibi birbirine düğümlendi
evdeysem
pencereden bakıyorsam
bulutlu bir havada dışarıya
ve suskunsam acıya
genişler hüznüm içimde
yıkılır kentler içimde
Anılarda yaşayan insan
Sarhoş olur kanımca
Çünkü başka diyarlara gider
O günleri anınca
Bir burukluk kaplar yüreğini
kızıl acılara boyanmış geceleri izlerdik durmadan
biliyor musun biz seni bu gecelerde özlerdik en çok
ıtır kokusuydu gözlerini açan usulca acıtmadan
uzak gizemli yıldızlardan dünyamıza ulaşan
köşede öylece duran testinin nemiydi belki bizi etkileyen
cesurluk
korkmamak değil
bütün korkularımıza
rağmen
bilinmeze koşmaksa
eğer
İmlerden oluşan telgraf mı
Yoksa mektuplarla anlatılan sözler
Ya da telefonla yapılan konuşmalar mı
Bizi birbirimize bağlayan üçlü
Böylesine güçlü
Arkadaş yüreği buruk
Kuşlar havalandığında erselik vakitlerin içinden
Umuda açık pencereme karşı
Çimler üzerinde erimeye başlardı
Güne hazırlanan çiğ taneleri
Issızlığı severdim bunca yıldır
sen benim güneşimsin
ayım aynı zamanda
geçer bütün dertlerim
dertlerin sana sarılayım
denizdeki ufuk gibi uzak
Benzetmeler
İçimi döküyorum
Süzgeç özenle süzüyor
İnce acılarımı
Çay yerine
son defa baktığında gözlerime
yüzün tren yolu olmuştu sanki
uzun bir ayrılık yolculuğuna hazırlanan
seni sevinçliyken gördüm
bilirim nasıl coşkulu olduğunu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!