Sıcaklar sinekler, ve de düşman ateşi,
Pis bir koku, ölmüş, atların çürük leşi...
Her gün böyle idi, çekilmiyordu hayat,
Dayanılır mıydı, olmasa maneviyat?
Bir gün akşamleyin, kesilmişti ki ateş;
-Biraz dinlenelim, şimdi gel Ali Kardeş!
-Dinlenmek mi Hasan! Şu ayaklarım pişmiş,
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın