Saat yedi,
bir yalnızlık soluğu gibi düşüyor üstüme gece.
Rüzgâr, eski bir mektubu okur gibi
taşıyor içimde kalmış kelimeleri.
Bir peronun ucundayım,
ayaklarımda geçmişin yankısı.
Üzerimden geçen trenler değil artık,
ben geçiyorum kendimden,
her durakta bir parçamı unutuyorum.
"Git," diyorum kendime, "git!"
Bu şehirde kalmak
bir duvarda asılı hatıra gibi kımıldamadan beklemek.
Zaman, cebimde taşıdığım
kırık bir saat gibi suskun.
Bir vitrinde yansıyan yüzümle göz göze geliyorum,
tanımadığım bir tanıdık gibi…
Ne söyleyeceğimi bilemeden,
içimde büyüyen boşluğa sarılıyorum.
Rayların arasına sıkışmış dualar gibi
kalıyor cümlelerim.
Kimi trenler durmaz, bilirsin,
ve kimi aşklar yalnızca
geçip gitmek içindir.
Gecenin koynunda bir sigara yakıyorum,
dumanı kendime sarılıyor.
Eksik kalan her şeyi
gökyüzüne savuruyorum.
Bir tren daha geçti.
Ben bir kez daha sustum.
Aramızda sadece yollar değil artık,
söylenmemiş bir veda da var.
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 11:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!