susmak, kimi zaman delice kimi zaman hür
ve yaşamak, bir tutsak gibi özgür...
kelepçe koynunda acıyı bırak, sen sefasını sür.
elbet bir gün yıldızlar seni de görür.
'merhamet reis bey merhamet' dedi ahmet
'merhamet ağızlara sakız olmuş bir cinayet'
'ya biraz hoşgörü, birazcık letafet? '
'letafettendir zaten bunca çektiğin zahmet'
susakalmıştı, sesizce önüne eğdi başını ahmet
ne anlardı ki reis bey; onun işi hakaret
git demiştin ya hani bana
ağlayabilmek için bir daha
ben de tamam demiştim galiba
ama ben şaka sanmıştım biliyormusun
gerçekten ağladığını bilmiyordum
sense hiç aldırmadan git hadi git diyordun
Anne ki bir ruh
bir ruh ki öylesine
cennetden kopmuş
bir umman dolusu
bir umman ki sonsuz
bir umman ki ruhsuz
sessiz han duvarlarından akan su
çömlekçi ustanın ellerinden biraz toprak kokusu
hancının bohçasındaki tavşan kanı çaylar
garson! nerde kaldı bizim şampanyalar! ! !
han duvarlarından gelen nahoş bir ses
babam hep derdi
'oğlum bu evde herşeyin bir hatrı var'
annem sofrayı serdi
geçti gözümün önünden hatır dolu yıllar
zaman geçti devir değişti
bir yağmur yağdı istanbul'a
bu gece,
şakır şakır şimşekler
takır takır şu gökler
lıkır lıkır ağladılar.
İstanbul' a kar yağıyor
ve ben üşüyorum
sessiz sessiz sokak lambaları
bir köşede oturmuş ağlıyorum
suçsuzum! suçsuzum! ben suçsuzum!
suçlu olan benim umutsuzum
dün rüyama girmiş birisi
kim dedim anneme
tanıdıkdı diyor sesi
'bilmemki adı ne? '
sessizce sormuş bana
dün akşam sevdim seni ay dolunaydı
kaç kere ismini tekrarladım kırlangıçlar saydı
tam karanlığında gecenin uzaklarda bir yıldız kaydı
bir dilek tuttum o an günlerden cumaydı
elveda dedim meyhaneciye girmeden içeri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!