yaratılmamış tanrılar düşünmekten
aç karna sigara üflemekten
ve vücudumu titreten şu vicdan azabından
sıkılıyorum
1-2 aydır
sabahın dördü bir gökyüzü düştü caddeme
kardan daha temiz giysiler giydim
senin zehrini eritmek için
kelle koltukta üç gün üç gece
takvim yaprağı kovaladım ben
gidişini sildimse de olmadı
günleri ve saatleri karıştırır halde
üstüm başım sigara kokusu
ve silmeye cüret edemediğim fotoğraflar
yaşıyor denir mi bana
bir kendi sorularıma cevap bulamıyorum artık
sonsuza dek bu bedende kısılıp kalmışken
Aylar Eylül'e dayanmış
Sıcaklardan Haziran
Bu nasıl bir baharsa
Nisandan beri yağmurlar var
İncil'den bir bölüm oluyorsun bazen
İlahilerle okunan
terk eden anlamaz diyorlar kalanın halinden
oysa terk edenden dinleseler hikayeyi
kahredici bir gündüz düşü sanıverirler anlatılanı
zoraki akraba ziyaretleri gibi
acı acı sohbetin bitmesini beklerler
oysa bana bir sorsalar
o küçük çocuğa bir söz vermiştim
ben sadece aşk yazan şairlerden olmayacaktım
tuttum mu dersin
bence tuttum
sadece aşkı değil bu kağıda seni yazıyorum
sen aşk değilsin ki
sigara dumanı kahve buharına karışırken
yağmur benden nefret edercesine yağarken
ben düşünme işkencesine mahkumum
saati bilmediğim
gökyüzünü görmediğim günlerde
yahut salaş meyhanelerde
Saf duygular hiç bana göre olmadı aslında
Ya da ağlamaklı sarhoşluklar
Huyum suyum değişmez derdim bir vakit
Artık büyük konuşmuyorum
Sadece bir çölde boğuluyorum belki
Ellerini tutunca yüzme öğreniyorum
bitti
senle beraber mutluluğa ektiğim tüm tohumlar
bir bir soldular şimdi düşünmeden
pek bel bağlamamak gerek mutluluğa
özellikle bir kadının gülüşüne siperlenmiş
kahrolası günlerin kahrolası saatlerinde gidesi tutan
Acaba taşı düşmüş bir çakmak kadar işlevsiz olabilir miyim
Bunu bu ana kadar hiç düşünmedim açıkçası
Ya da düşündüm de unuttum mu orası meçhul
Alkollü günlerde çektiğim baş ağrılarını
Alkolsüz günlere paylaştırmasam
Bir günüm belki sancılı olurdu ama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!