Randevuya Beş Kala

Baba,
Harçlığıma biraz zam yapar mısın?
Nedir bu beş yüz lira!
Dilenciye sadaka mı veriyorsun? Allah aşkına.
Ayıp oluyor vallahi,
Bakamaz oldum kızların yüzüne.

İki meşrubat içsen şu kadar para,
Zamane kızları Marlboro dan aşağı,
Burun kıvırmıyor,
Laf aramızda bizim büfeci,
Beş yüz liraya bezir yağı bile değirmez adama.

Cadillac mı istiyorum senden, villa mı?
Alt tarafı bin lira olması şu harçlığımın,
Paran var mı adamsın işte,
Züğürt mü gezelim şimdi kızların kolun da.

Gülten’i görseydin dün, Gülten’i,
Aşkla karın doymaz diyor zıpır,
Haklı da üstelik elin kızı..

Mustafa’nın oğlu meteliksiz mi dedirteyim yani,
Olan sana olur karışmam valla,
Düşersen bir gün,
Benden başka kimin var elinden tutacak ha.

Abla be canım ablam,
Şu pantolonumu ütülesen ölür müsün yani.
Kimse duymasın hele beri gel.
Ne diyeceğim kulağına,
-Gülten’le buluşacağız bu gün.

Pilesi bozulmasın gerçi yeni dikildi ya,
Aparı gömleğimin yakası kolalı olsun,
lacivert bir fular,
Allah be havamdan geçilmez artık,
Grinin üstünde tüter be Allah’ıma
Görende mitli milyoner sanır,
Cepte kuzu kuzu yatar hacı beşlik,
Anlarsın ya işin raconu bu.

Murat;
Koçum benim can kardeşim,
Hele bir fırçala şu kunduraları,
Parlamasa bu gün ki harçlığın kesik,
Yengenin gözü kamaşmalı,
Saçlarımı taramalıyım aynasında.

Anne hadi eyvallah….

26.02.1985 Adana