Domino taşları gibi
yıkıldık birbiri üstüne
birer birer.
En önce kim devrildi?
Kimdir ilk
ve en delice seven?
Havada leylak kokusu,
toz, tarçın ve bal
Öğle vakti yaz geldi
Rüzgarda bile baharat kokusu var
Ben mi dalgındım?
O mu es geçti bu yıl?
Mutluluk yaşam denizinde tatlı bir balık
Düşünceler olta
Hayaller düşler, umutlar, sebepsiz sevinçler yem
O kırmızı elbiseyi giyeceğim
Hadi rast gele!
Günün birinde
Demek ki gelmişti zamanı
Akıntıya kapılan bu sözcükler
Çağladı
Ben de bilmezdim
Gün yalayıp geçmişti terası çoktan
Üçümüz kalmıştık
Sen,ben ve bir şişe beyaz şarap
Geçip giden bir yılın hesapları dökülü masaya
Mezeler acımı acı, yoksa acılar mıydı meze?
Rüzgar tuhaf biçimde sustu, bizi mi dinler?
Aşkı
bulamadım
yok başka çare
onu kendi ellerimle yarattım!
Aşık olunanla
Susuzum sensiz
huysuzum
Sabırsız bir deli çocuk
Dalgalıyım sensiz
sevdalıyım
Yaşamak doyumsuz tatmaktır
Sevginin aşkın sıcak şerbetsi tadını
Ağusunu aldatılışın, yakıcı kıskançlık burgusunu
Yaşamak okşamaktır kendi yavrunun başını
ve
Bakmak ardından buğulu, seyretmek ayrılışını
Kiremit çatılarda yansıma kızıl
Bozkır dağlar da saman sarısı
Dallarda elma var hala bak
Saçlarımda da çapkın yaz kokusu
Toprak yorgun olsa da biraz
Rüzgarla bulutun gözü yükseklerde
Veda edemezsin
istesen de
Veda edilmez bazı şeylere
Acılara veda
söz gelimi
Hem de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!