Bu şehrin hikayesi sarmadı beni
Bana kaf dağından masallar getirin
Gerçekler ayakta tutmadı beni
Korkusuz söylenmiş yalanlar getirin
Bu sessiz bekleyiş boğuyor beni
Aman çok yoruldun sen bu yollar da
Çık şu dağlara da yaslan mücahid
Gayrı iflah olmaz bu zalım devran
Direnme boşuna uslan mücahid
Eğreti dünyaya ram olmuş alem
Hicran;
Gözlerin düşmesin böyle önüne
Umudun akmasın kirpiklerinden
Sen”O”nu bulmak için çıktın sürgüne
Adı silinmesin dudaklarından
Sen; seni bırakıp gittiğin o gün
Birgün sorarsa beni mutluluk
Hep beni aradı yılmadı deyin
Ruhuna nakşolmuş içten yalnızlık
Çareler çaresi olmadı olmadı deyin
Biçare yangınına hep su aradı
İçime öyle bir düştü ki aşkın
Yokluğun yoklukta yitmek gibi birşey
Asırlar boyunca seni sevmişim
Vazgeçmek kendimden göçmek gibi birşey
Öyle sarılmışki ruhum seninle
Kızıl karanlıklar örüyor Musa’nın çocukları
Kızıldeniz renginde,
Ve boşuna uçuşuyor sözler
Kıpkızıl dünyanın dehlizinde
Firavun mumyasından hortlamış
Bir damla aşk düşse ser'e
Büyür büyür umman olur
Aşkın yeter her müşküle
Rahim adın ayan olur
Gönül sana ram olunca
çimde güller açar dikenler batar
Güllerle dikenler yarıştı bende
Ruhumda bilinmez bir alem yatar
Dört mevsim içimde karıştı bende
Canıma susamış bir sinsi sancı
Susma yüreğim karanlığa karşı
Susarsan başın eğik gidersin
Uğrarsan korkunun tünellerine
Şerefsiz bir hayata yenik gidersin
Güller sana vurgun
Gözler sana tutkun
Gönül sana meftun
Yoruldum gözlerime bekle demekten
Yoruldum günlere gün eklemekten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!