Uykusunda bir kadının güzelliğine hasret odamın
Duvarlarını kanatır
Elmas saplı hançeriyle, her ay ışığı
Gölgeler gölgeleri kovalar
Ben izlerim
Hayallerim orta yerde bir antik vazo
Ben hiç sevmedim
Belki sevdim
Ama hiç sezdirmedim
Ben hiç sevilmedim
Belki sevildim
Bu handa sadece
Bu yolun yolcuları kalır
Bakışları zorakidir, istekleri zoraki
Karınlarını kendi doyurur ya
İçkilerini başkaları içirir burada
Sana değildir cilveler, gülüşler
Deniz delirdi dün
Bir öfke bir öfke
O ince belli sevgilisi sahile
Küfürler savurdu bütün gece
Ama takan kim
Sahil tam otuzunda
Bir çocuk tanıdım ben
Öyle,şirince bir şeydi
Düz damlı bir evde doydu karnı
Sarı saçları başak tarlalarını anımsatır
Uzun kirpikleri ve yeşil gözlerine
Çok can yakacak denirdi
Yirmibirinde bir gencin
İstenmeyen şiirleriyle dolu odamın duvarları
Ben bu şiirlerin içindeyim
Onların hem efendisi, hem kölesiyim
İçlerinde acılarım var
Ah heyecanım
Cebimdeki delikanlı tespihi
Tenimin orman yangını
Ah heyecanım
İçimin titrekliği, dilimin tatlığı
YOKLUĞUMDA
Yokluğumda yağmurlar yağıyorsa o şehre
(Her yağmur gibi üstelik
İçinde aşklar, sevdalar ve ihanetler
İçinde uzun ve hüzünlü bekleyişler iç içe)
Seni o yağmurlarda ıslatmayacağım,
Ey gelip geçtiğim şehir, İstanbul
Bir anına boğazım düğümlendi
Senle sevişmek nasıl olur?
Mısralar arasında dolaşmanın keyfi
Seninle daha bi başka olur
Hata bendeydi, sana hiç kadınım demedim
Saçların okşanmayı beklerken
Ellerim bağlı bekledim
Coşkuyla kayalara vuran Ege
Gözlerinin mavisini kıskanır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!