Olmaz olsun böyle hayat,
Avrupa'da eriyorum.
Sevgileri bile bayat,
İnan bana ölüyorum.
Ne insanlık bileni var,
Zaman oldu yazmayalı yazıyı,
Dindirmek zor, içimdeki sızıyı.
Atim kara, düşündükçe maziyi,
Bir ışık yak, karanlığım yok olsun.
Bir ümit ver, karamsarlık son bulsun.
Uykularımın kaçtığı çok oluyor,
Seni düşünüyorum kara gecelerde.
Yalnızlık ve soguk ürpertiyor beni,
Yapayalnızım bilsen kara gecelerde.
Aslında üzülmüyorum olmayışına,
Alev mi? Ateş mi? yanan gözlerin?
Şeker mi? Kaymak mı? Bal mı sözlerin?
Bunca güzelliği nasıl gizledin?
Senin sevdan bana gurur veriyor.
Saçının bir teli bir ömre bedel,
Ramazan derler bana,
Ateş benim soy adım.
Oldum Ali Elif'den,
Öz be öz Türk'tür kanım.
Hollanda/1989
(O, Dolunay için şöyle söyledi)
Ya insan onu çok sever, ya düşman olur,
İnsan ya hayrandır ona, ya düşman,
Ya hiç yokmuş gibi unutulur,
Ya bir dakika bile çıkmaz akıldan.
Vatan aklıma düştükce,
Sana bakıyorum bayrağım.
İçim hasretle doldukça,
Sana bakıyorum bayrağım.
Al rengin aydınlatıyor,
Ne dersin diyerek sormustum sana,
Diyecek söz mü var? Bitti diyorsun.
Kokunu duyayım, sarıl demiştim
Sarılmak mı? Her şey bitti diyorsun.
Gözlerin gözüme mahzun bakmalı,
Benim güzel yavrularım,
Size baba olamadım.
Size bakıp utanırım,
İyi baba olamadım,
Size baba olamadım.
'Çok Yaşa,
Sizde görün'
Yine her gün olduğu gibi sıradan, yağmurlu bir gündü. Saati zamanı hatırlamıyorum, üstümü giyindim, ayakkabımı ayağıma geçirip çıktım dışarı.
Nereye gideceğime, ne kadar gideceğime dair hiç bir fikrim yoktu. Dolaşacaktım yağmur altında. Islanacaktım belki sırıl sıklam. Öylede oldu. Daha bilmem kaz yüz metre yürümeden ıslanmıştım. Saçlarımdan yüzüme yağmur suları süzülüyordu. Düşüncelere dalmıştım, ıslandığımı fark etmemiştim bile. Hoş farketsem ne olacaktı, maksat zaten yağmurda dolaşıp ıslanmak, belki karanlık ve karmaşık duygularımı temizlemek değilmiydi.
İçimin ürpertisi ile uyandım daldığım düşümcelerden. Yollara sular birikmişti ve ayaklarım ıslanmıştı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!